Başbakan Ahmet Davutoğlu AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada “Cuma günleri ile öğle tatilinin ibadet hürriyetini engellemeyecek şekilde kullanılabilmesi için Başbakanlık Genelgesi Taslağı hazırladıklarını söyledi.
Davutoğlu konuşmasında HDP’yi de sert bir dille eleştirerek, “Biz HDP ile görüşmek istedik ama onlar kendileri ile görüşülebilecek nezaket düzeyinde olmadıklarını gösterdiler. Sanki biz hesap vermek için onların huzuruna gidiyormuşuz gibi gördüler. Onlar hesap sorma değil, hesap verme konumundalar. Teröre karşı tavır koyamadıkları için, her türlü ifadeleri ile nifak tohumları ektikleri için hesap verme makamındadırlar.
HENDEK KAZMA SİYASETİNİN BEDELİNİ ÖDEYECEKLER
Artık bir karar vermeleri şart. Bir yol ayrımındalar. HDP, Kandil’in kanlı diline mi kendini teslim edecek, yoksa siyasetin meşru zeminine mi? Kandil’in kanlı diline kendilerini teslim ederler, terörün, hendeğin, şiddetin savunucusu olmaya devam ederlerse, kendilerini muhatap almayız. Siyaseti merkeze alarak, çatısı altında bulundukları Meclis’te meşru siyaset yapmaya kalkarlarsa işte o zaman kendileri muhatap alınacak konuma gelirler. HDP bu hendek siyasetinin bedelini ödeyecek. Kazdığı hendeğe kendileri düşecek. Teröristlere bedeli olduğu gibi, HDP’ye de bir siyasi maliyeti olacak. Diyarbakır’ın geleceğinin Moskova’dan değil, Ankara’dan şekilleneceğini görecekler. Niçin kendi çocuklarınız yok o hendekte? O çocukları okullar yerine hendeklere göndermenin bedelini ödeyecekler. Niye sizin oturduğunuz lüks sitelerin önünde yok o hendekler? Güya kurtarmak istediğini söylediğiniz kardeşlerimiz sizin gerçek yüzünüzü gördü” dedi.
Başbakan Davutoğlu, “Torunlarımızın, onların torunlarının, onların da torunlarının asırlarca gurur duyacağı anayasayı hep beraber yazalım. İsimlere, makamlara takılmadan bu sistemleri artılarıyla eksileriyle, avantajları ve dezavantajlarıyla enine boyuna konuşalım diyerek yeni anayasa çalışmaları ile ilgili olarak şunları söyledi;
“Şimdi biz öyle bir anayasa yapmalıyız ki insanı esas alsın ve sadece insanı esas alsın. Türkiye’ye yakışan anayasa, temel hak ve hürriyetler konusunda hiçbir kısıtlamanın yer almadığı az, öz, net bir anayasadır. Türkiye’nin yeni anayasaya olan ihtiyacının artık tartışılması anlamsız bir konu. Konuşulması, tartışılması gereken husus, bu anayasanın hangi ilkeler ve değerler üzerinde inşa edileceğidir”