“Angajman kuralları gereği misliyle cevap verildi” sözünü birde Kilislilere sorun bakalım ne cevap verecekler.
Kilisliler roket mermileri altında yaşamanın artık dayanılmaz olduğunu ve sahipsiz bırakıldıklarını söylüyor. Evet durum pekte iç açıcı değil buralarda!
Kilislilerin acısı çok büyük! Güneydoğu ili olup da tek bir terör olayının yaşanmadığı Kilis, bugün terörün çirkin yüzüyle karşı karşıya.
18 Ocak’tan beri Kilislilerin başına düşen roketler artık Ulusal Güvenlik sorunu haline gelmiştir. 18 Ocak’tan beri yaklaşık 40 roket mermisinin düştüğü KİLİS’te 13 kişi hayatını kaybetti 35 kişi yaralandı. Vatandaş hükümetin ve devletin yanlarında olduğunu hissetmek istiyor. Zaman zaman Kilis Valisi Süleyman Tapsız’ın yaptığı açıklamalar sanırım Kilislileri tatmin etmiyor ve en üst yetkililerden bilgi almak istiyor. Sonuç itibarıyla geçtiğimiz günlerde düşen can ve mal kaybına neden olan roket mermilerinin hemen ardından Kilisliler valiliğe yürümüştü. Düşünüyorum da sonuç itibarıyla Kilis valisi ve ailesi de bu kentte yaşıyor. Bazen öfkemiz yaşadıklarımızdan dolayı kırıcı olabilir ancak burada ki en büyük sıkıntı ve sorunun artık valiliği aştığı ve ulusal güvenlik meselesi haline geldiğidir. Bu sorun çözüm noktası TBMM’dir.
Suriye’de savaş devam ederken IŞİD Kilis sınırında acımasızca varlığını sürdürmeye devam ediyor. Savaşın ilk günlerinde başlayan göçle birlikte sınırlarımızın kevgire döndüğünü zaman zaman dile getirdik. Kontrolsüz geçişlerle birlikte Türkiye’ye sızan teröristler geçtiğimiz günlerde hem dünyada hem de Türkiye de büyük eylemler gerçekleştirdi.
Her roket mermisi sonrasında “Angajman kuralları gereği misliyle cevap verildi” söylemi ve hayatını kaybetmeye devam eden KİLİSLİLER’in sorunları artık bardağı doldurmuş taşıyor.
Çocuklar artık sokakta oyun oynayamaz hale gelirken veliler çocuklarını okullara göndermek istemiyor. Kadınların ve çocukların yaşananlardan dolayı büyük travma yaşadıklarını rahatlıkla görebilirsiniz. Zaman zaman düşen roket mermileri yangına da neden oluyor. Evler yaşanamaz hale geliyor. Yaşlı bir çiftin evine roket düştükten sonra kullanılamaz hale gelen ev eşyalarını attıklarını sağlam kalanlarını da geçici olarak bir komşuya koyduklarını gördüm. Yaşlı amcanın 2 gündür sokakta, arabanın içinde yattığını öğrendiğimde açıkçası yok artık dedim. KENDİ VATANDAŞIMIZA sahip çıkamayacak kadar aciz miyiz?
“KİMSE GELİP HALİMİZİ SORMUYOR”
Boş bir araziye düşen roket mermisi sonucu 12 kişinin yaralandığı mahalleye uğradık. Kadınlar evlerinin zarar gördüğünü söylüyor. ACILI BİR EŞ karısının yoğun bakımda olduğunu yaşlı gözlerle anlatıyor. Mahallenin kadınları neden buraya kimse gelmiyor? NEDEN hasar tespit çalışmaları yapılmıyor? Bizim değerimiz …….. kadar da mı yok? Diyerek isyan ediyor. Sonra çok sevdiği hayat arkadaşını kaybeden acılı eşi ziyaret ediyoruz ne var ki sorunlar ve söylemler hep aynı! Teröristler kadar değerimiz yok mu?
SAĞLIK SORUNLARI ARTIYOR!
Altına kaçıran çocukların sayısının arttığını söyleyen bir hekimin tespitleri de bu anlamda çok önemli. Kilislilerin Psikolojilerinin bozulduğunu ifade eden hekimimiz aylardır ölüm korkusu yaşayan halkın sağlığının giderek bozulduğunu dile getirmesi sıkıntının ne denli büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Doktorlar iş bırakıyor. Burada dikkatimi çeken doktorların “Terörist tedavi etmek istemiyoruz” söylemleri. Doktorlarımız geçtiğimiz günlerde can güvenliğinin olmadığı gerekçesiyle mi yoksa bir başka sebepten mi iş bıraktığını net bir şekilde çözemedim doğrusu.
Ölüm korkusuyla sokağa çıkamayan vatandaşın dertleri saymakla bitmiyor.
İşsizlikte gelinen nokta ve esnafın sıkıntıları da işin başka bir boyutu.
Kilis’in meşhur pasajlarına artık sessizlik hâkim. Esnafın deyimiyle “ Çay içmeye adam bulamıyoruz” Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden Kilis pasajlarına alışverişe gelenler, buralara uğramaz olmuş. Ekonominin her anlamda durma noktasına geldiği kentte evini satmaya kalkan vatandaşın önüne ekspertiz raporları geliyor. Özel Bankaların savaş bölgesi olarak gördüğü Kilis’te emlak fiyatları dip yapmış durumda. Kilisliler de doğal olarak bazı bölgelerde uygulanan pozitif ayrımcılıktan faydalanmak istiyor. Kilis’in afet bölgesi ilan edilmesi, kredi borçlarının, sigorta ve prim borçlarının ertelenmesi, ötelenmesi ekonomik istikrarın sağlanması gibi birçok önlemlerin alınması gerektiğini dile getiriyorlar.
Aynı zamanda sınır ticareti yaparak geçimini sağlayan halkın, sınır güvenliğinin artırılmasıyla birlikte çektiği işsizlik sıkıntısından dolayı yeni istihdam alanlarının açılması gerektiği de başka bir boyut.
Yine sosyolojik ve kültürel anlamda yıkım yaşayan Kilis’te boşanmalar artıyor. Ekonomik sıkıntılardan dolayı ve bazı nedenlerden dolayı yaşanan aile için şiddet boşanmalarla sonuçlanıyor.
Dilimin yettiğince kalemim yazdı. Bizden söylemesi Kilislilerin sesini artık duyun!
Bu sorun sadece Kilis’in sorunu değildir. Bu sorunu hava sahamızı ihlal ettiler gerekçesiyle Rus uçağını düşürenler iyi bilir. SAVAŞ nedeni sayılabilecek durumda toprak bütünlüğümüzü korumak ve topraklarımıza saldıranların hak ettiklerini verme vakti sanırım geldi. “Türkiye’yi savaşa sokmak istiyorlar. Türkiye bu oyuna gelmeyecek” dediğinizi duyar gibiyim. Peki, o zaman Kilisliler ne zamana kadar roket mermisiyle ölmeye devam edecek. Çözüm nedir? Kilis’i terk etmek midir? Seyretmek sessiz kalmak mıdır?
Çözüm DEVLET iradesi değil midir?
Biz savaştan kaçan bir millet değiliz elbet! Kilisliler Kilis’i terk etmeyecek. Onurlu ve kendine yakışanı elbet en iyi şekilde yapacaktır. Bundan hiçbir şüphemiz yok. Ancak yetkililer bu feryadı artık duymalıdır.
Vatandaşlarımızda Kilis valiliğinin AFAD aracılığıyla düzenlediği eğitimlerden muhakkak faydalanmalıdır. Sonuçta yaşanan bir savaş durumudur. ROKET düştüğü anda ne yapılmalıdır? Nelere dikkat edilmelidir? Bilmek ve öğrenmek şart. Okulda öğrencilerimizin bu eğitimleri aldığını öğrendim ve çok sevindim.
Bir kadın ailesini aldığı eğitim sayesinde kurtardığını anlattı;
“İlk düşen rokette gürültüyü duyunca mutfakta çocuklarımla birlikte yemek yiyorduk. Çocuklarımı alıp hemen banyoya koşup yere oturduk. İkinci düşen roketle birlikte mutfak camları kırıldı ve parçalar mutfak dolaplarımı kırdı. Görseniz mutfak harabeye dönüştü ama ben çocuklarımla birlikte yara almadan kurtulduk. Bunu aldığım eğitime borçluyum. Bir süre geçtikten sonra dışarı çıktığımızda 1 komşumuzun hayatını kaybettiğini ve yaralıların olduğu öğrendim. Çok üzgünüm. Bu korkuyla yaşamak inanın kolay değil”
Roket saldırıları yüzünden hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar dilerim.