İstanbul Kongre Merkezi’nde Güçlü Sanayi Güçlü Türkiye Buluşması’na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, halka hitapta bulundu. Burada konuşan Erdoğan Türkiye’de 21 yıldır güven ve istikrar sağladıklarını vurgulayarak, “Hep birlikte asırlara bedel demokrasi ve kalkınma atılımları gerçekleştirdik. Bu süreçte önümüze çıkan engelleri birlikte aştık. Senaryoları birlikte yırtıp attık. Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bıraktığımız 2023’ü Türkiye Yüzyılına birlikte hazırladık. Şimdi yeni bir geleceğimizin kapısında sizlerle birlikteyiz” dedi.
“14 Mayıs seçimlerinin meclis aşaması tamamlandı”
Konuşmasında Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerine değinen Erdoğan, “ 14 Mayıs seçimlerinin meclis aşaması tamamlandı. 14 Mayıs’ta milletimizin teveccühünü kazandık. Fakat kıl payı da olsa yetmedi. Pazar günü ikinci turunu yapıyoruz. Pazar günü inşallah milletimiz 14 Mayıs’ın adeta tamamlayıcısı konumunda olan bu tarihi inşallah farklı bir oranla bu kardeşinize tevdi edecektir diye inanıyorum. Her şeyden önce milletimiz parlamentoda tercihin 323 milletvekili ile Cumhur ittifakından yana yaptı. Bu ne demektir. Yani millet ittifakı olarak sizin parlamentoda yasama olarak herhangi bir yapma şansınız yok. Artık milletimiz bu şansı bu iradeyi Cumhur ittifakına verdi. Cumhurbaşkanlığında da şahsıma yüzde 49.5 oy oranı ile teveccüh gösterdi. Sistem gereği seçimin sonuçlanması ikinci tura kaldı. Milletimiz meclis çoğunluğunu Cumhur ittifakına vererek ülkenin yönetiminde bize olan güvenini tekrar teyit etmiştir. Ayın zamanda bu kararı ile milletimiz muhalefete ve tüm dünyaya çok net mesajlar göndermiştir. Ülkemizi tekrar koalisyon günlerine döndürme önerilerine, eski Türkiye önerilerine hayır diyerek cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yeniden güven oyu vermiştir. Terör örgütleri ile gizli açık iş tutanlara gönlünün kapalı olduğunu sandıkta göstermiştir” şeklinde konuştu.
“Sayın Kılıçdaroğlu bunu ispatlayamazsan namertsin”
Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TRT’de yaptığı konuşmasını hatırlatan Erdoğan, “Sayın Kılıçdaroğlu TRT’deki açıklamasında bizim terör örgütleri ile görüşmeler yaptığımızdan bahsediyor. Sayın Kılıçdaroğlu bunu ispatlayamazsan namertsin. Hukukun diliyle müddei iddiasını ispatlamakla mükelleftir. İspatlayamazsan namertsin. Biz terör örgütleri ile görüşme değil onları inlerinde vurmakla görevli olduk. Cudi’de bunları vurduk. Gabar’da bunları vurduk, hala bunları vurmaya devam ediyoruz. Sen ise Kandil’den talimat alarak bunların parlamentoda odalarına gidip bunlarla görüşmeler yapıyorsun. Bunlarla görüşmeler yapmak suretiyle beraber yol haritasını çiziyorsun. Asla bizim terör örgütleri ile bir araya gelmemiz, kozmik odalarda toplantılar yapmamız söz konusu değildir. İspat sana aittir. Erdoğan’ı ve arkadaşlarının terörle mücadelede nerede olduğunu benim milletim bilir. Sen tam aksine sınır ötesinde teröristlere nasıl adımlar atılacağının görüşmelerini ne yazık ki şu anda dirsek dirseğe beraber yürüdüğün HDP ile yaptın. Nerede yaptın meclisteki odalarında yaptın. Bunu artık bütün medya ortaya koydu. Her şey açık ortada. Sen kalkıp da zaten akşam yalan sabah yalan hayatın bununla geçiyor utanmadan bizi televizyona çağırıyorsun. Senin derdin başka, şöhret olmak istiyorsun. Sana yalan şöhretliği yeter, bunun dışında sana ayrıca bir şöhret minderi vermeye vaktimiz yok. Çünkü hayatları yalan üzerine kurulu olanlar, mesajı yanlış anlayıp bir anda bambaşka mecralara savrulmuş olsalar da milletimizin duruşu gayet açıktır” ifadelerini kullandı.
“Biz yapamayacağımız hiçbir eseri konuşmayız”
Seçim sonuçları üzerinden depremzedelere yönelik hakarete varan sözleri eleştiren Erdoğan, “Seçim sonuçlarını hazmedemeyip depremzede vatandaşlarımız başta olmak üzere milletimize etmedik hakareti bırakmayanların Pazar günü hangi yüzle oy isteyeceğini açıkçası merak ediyoruz. Hatay’da gitti orada Defne’ye niye gitmedi. Defne’de yüzde 90 oy aldı. Biz yüzde 8 aldık. Biz burada CHP yüzde 90 oy aldı diye orada Defne Hastane yapma olayını bir kenara koymadık. Tam aksine şu anda ortakların iki ayda üç ayda hastane mi yapılırmış derken biz bu hastaneyi yapacağız dedik. Yaptık mı yaptık. Gidip bir de hastaneyi görseydin. Bay bay Kemal biz Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi’ne 45 günde Atatürk Havalimanı’nda yaptık. Aynısını Sancaktepe’de yine 45 günde Pakize Öz hastanesi olarak orada da yaptık. Biz yaparız. Bizim farkımız var. Biz yapamayacağımız hiçbir eseri konuşmayız” dedi.
“Ortada masa falan da kalmadı nereye vuracaksın”
Millet ittifakına yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, “Artık ortada masa falan da kalmadı nereye vuracaksın. Muhalefet cenahında ortalık adeta toz duman. CHP genel başkanı hem kendi parti içindeki sıkıntılarıyla, hem ilkesizlik üzerine kurulu savrulmalarıyla bildik siyasetini kendi başına sürdürüyor. Kendi partilileri dahil kimsenin bu kişiyi taşıyacak mecali kalmadı. Karar Pazar günü. İnşallah Pazar günü seçimlerin ardında Kılıçdaroğlu’nun çektiği eziyete de son vereceğiz. Kolay değil 15 seçim bizimle yarışa girdi hepsini kaybetti. Şimdi artık Cumhurbaşkanı adayı olarak tekrar giriyor. CHP Genel başkanı öyle çaresiz durumda ki kafası zehir gibi çalışan gençlerimizin yaptığı bir video üzerinde kaset kumpas geçmişinin üzerini örtmeye çalışıyor. Kendisinin o koltuğa nasıl monte edildiğini bir kenara bıraktık, CHP’den ayrılarak Cumhurbaşkanı adayı olan birisine daha dün yaptıkları ortada. Kandildeki terör örgütünün elebaşlarının neredeyse her gün kendisi için yaptıkları destek çağrıları 14 Mayıs’tan sonra da kesintisiz devam etti. Benim onlarla ilişkim yok diyor. Konvansiyonel medya dahil hepsinden sana destek mesajları yayınlıyor. Dikkat et Erdoğan’a bir destek mesajı yayınlanmıyor. Zaten onlardan gelen desteği biz kabullenmeyiz. Bize milletimizin desteği yeter. Avrupa’daki terör örgütü yandaşlarının kendisine oy vermeyenlere yönelik saldırıları sandıklar kapanana kadar sürdü. İşte sandıklarla şu anda özellikle Cumhur İttifakına oy verenlere karşı nasıl saldırdıklarını duyuyorsunuz herhalde. Yurt dışındaki tefecilerin Bay Bay Kemal biliyorsunuz 300 milyar doları Londra’daki tefecilerden alıp getirecekmiş. Aramızda finansçılar var, bankacılar var. Onlar oradan buraya para nasıl getirilir iyi bilir. Böyle de yalan mı olur yetti artık bıktık. Londra’nın tefecilerinden, bunlar olsa olsa esrar eroin kaçakçılarıdır, suna galiba demişler ki ‘hiç oyalanma git biz seçimden sonra sana buralardan bir şey göndeririz’. Bay Bay Kemal sana delikli 2.5 kuruş bile vermezler. Yok böyle 25 kuruşa simit. Kimi aldatıyorsun. Ülkemize parmak sallayanların hezeyanları da bitmiş değil. Tek vasfı sığınmacı düşmanlığı, yabancı yatırımcı düşmanlığı olan birini yanına alarak tüm bu gerçekleri ters yüz edebileceğini düşünen bir zihniyetle karşı karşıya bulunmamız da ayrı bir facia. Biz şu anda Kuzey Suriye’de briket evler yaptık. Bunu sadece devlet olarak değil sivil toplum kuruluşlarımızla yaptık. Ayrıca Katar destekli 1 milyon mülteciyi alabilecek yine Suriye’de konutlar yapma çalışmalar devam ediyor. Dün içişleri bakanım bunun temel atma törenini başlattı. Bununla birlikte de biz Türkiye’deki Suriyelilerin buralara gönüllü bir şekilde gidişinin altyapısını oluşturuyoruz. Bunları kovarak değil, cebren ve hile ile göndererek değil Almanya’sı Fransa’sı Amerika’sı bu tür mültecileri nasıl ülkelerine davet ediyorsa aynı uygulamanın bir değişiğini biz de yapalım istedik. Bunu yapıyoruz. Yaptığımız işin insani vicdani ve İslami bir yönünün olması gerekir diye inanıyoruz” açıklamalarında bulundu.
“Hayatı sırça köşklerde değil Kasımpaşa’da öğrendim”
Kendi hayatından demeçler vererek konuşmalarına devam eden Erdoğan, “Sizler iş insanları olarak hesabı kitabı çok iyi bilirsiniz. Yüzde 1’i bile bulmuyor toplam bunların oy oranı fakat 40 tane milletvekilliği aldılar. Bunu oy oranına vurduğunuz zaman yahu sen hesap uzmanıydın bir hesap uzmanı olarak sana kalan milletvekili sayısı bunlarla mukayese edilemeyecek kadar az. Yok oldun. Sen pazartesi gününden itibaren haline bak halin nice olacak. Ben de bir dönem ticaretle uğraşmış kardeşinizim. Hayatı sırça köşklerde değil Kasımpaşa’da öğrendim. Türkiye’nin özeti olan İstanbul’da öğrendim. Bu şehirde ayakta kalmanın manasını biz iyi biliriz. İstanbul’da öğrendiklerimizi siyasi hayatımızın her safhasında kendimize rehber edindik. Ne yaparsak yapalım önce dönüp milletimize baktık. Ülkemin milletin menfaatlerini asla pazarlık konusu haline getirmedik” dedi.
“PKK’dan FETÖ’ye tüm terör örgütleri ile mücadele ettik”
Terör örgütleriyle mücadele konusuna da değinen Erdoğan, “Türkiye’nin bekası söz konusu olduğunda kimseyi gözümüz görmedi. Bu uğurda dünyanın en güçlü lobilerine meydan okudur. PKK’dan FETÖ’ye tüm terör örgütleri ile mücadele ettik. 15 Temmuz gecesinde uçaklara, tanklara, ölüm kusan silahlara göğsümüzü siper ettik. Gerektiğinde her türlü riski alarak canımızı tehlikeye atmaktan çekinmedik. Hiçbir zaman ülkemizin milletimizin umudun bize bağlamış yüz milyonlarca mazlumun hakkını yedirmedik. BM’den NATO’ya kadar tüm uluslararası platformlarda Türkiye’nin çıkarlarını savunduk. Rusya Ukrayna krizi dahil dünyanın en zorlu sınamalarından ülkemizi sahili selamete başarı ile çıkardık. Türkiye’yi bölgesindeki çatışmaların tarafı haline getirmeye çalışanların oyunlarına gelmedik. Savaş ateşine benzin taşıyan değil, akan kanı ve gözyaşını durdurmanın çabasını sergileyen bir ülke olduk. Doğu Akdeniz’den Mavi Vatan’a hiçbir yerde geri adım atmadık. Ne bizim olmayana el uzattık, ne de başkalarının milletimizin lokmasına el uzatmasına rıza gösterdik. Siyasete kalbi Türkiye için çarpan herkesle ortak bir paydada buluşmaya çalıştık. Elbette bunun için gerektiğinde herkesle görüştük istişare ettik. Haklı eleştirilere kulak verdik. Kimden gelirse gelsin Türkiye’nin hayrına olacak her teklifi değerlendirdik. Ama Siyaseti asla bir at pazarlığı olarak görmedik. ‘Ne vereyim abime’ anlayışı ile siyaset yapmadık. ‘Seç beğen al’ ucuzluğuna kendini kaptıranlardan olmadık” ifadelerini kullandı.
“Siyasetin dilini zehirledi “
Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na eleştirilerde bulunan Erdoğan, “CHP genel başkanının girdiği işbirlikleri gerçekten çok sıkıntılıdır. Bu kişi daha yola çıkarken ilk düğmeyi yanlış ilikledik. Siyasetin omurgası olan değerleri göz ardı etti. Ülke ve millete dahil meselelerin ‘al gülüm ver gülüm’ malzemesi yapılamayacağını aklına getirmedi. Cumhurbaşkanlığı yardımcılıkları sayısında bunu yaptı, bakanlıklarla ilgili hususlarda bunu yaptı. Batılı büyükelçilerle münasebetlerinde bunu yaptı. İlkeleri, prensiplerin, ahlaki ve milli değerleri bir kenara bırakıp sadece kendi kişisel hesabı ile hareket ederek siyaseti kirletti. Siyasetin dilini zehirledi. Ağzını her açtığında hesap uzmanıyım diyen bu zat, toplam oyları yüzde 1’i bile bulmayan 4 partiye neredeyse 40 vekil ikram etti. Masadan 3 günlüğüne kalkmanın bedeli Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarına verilen Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı oldu. Hale bak ya. Yani bu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı 4 yıldır görevde acaba İstanbul’a ne yaptı. Çok büyük hizmetler var diyebilir misiniz. Aynı şekilde Ankara. Ankara’ya ne yaptı. Yaşıyoruz görüyoruz hiçbir şey yok. Kapısını çaldığı her partiye tepside bir koltukla gitti. Şimdiye kadar CHP Genel Başkanı ile masaya oturup da istediğinden daha fazlasını almadan kalkan hiç kimse yoktur. Belki bize de bir şey düşer diye gelen herkes cebinde mebzul miktarda milletvekilliği ile, cumhurbaşkanı yardımcılığıyla, 3’er 5’er bakanlık sözü ile çıktı. Elinde boş senetle CHP’nin kapısına dayanan herkes, CHP Genel Başkanından imzayı koparmış, üzerine de rakamı bizzat kendileri yazmıştır. Bunun en son örneğini dün yaşadık. CHP genel başkanı sırf koltuğunu korumak için son 4 ay içinde tarihte eşi benzeri görülmemiş tutarsızlıklara imza attı. Sadece partisine değil, Türk siyasetine de büyük leke bulaştırdı. Kendi tutarsızlıklarını, kendi ilkesizliklerini örtmek için yalan yanlış ithamları ortaya dökenleri derdinin ne olduğunu biliyoruz. Ne yaparsanız yapın terör örgütleri ile işbirliğinizi unutturamayacaksınız bay bay Kemal. Şahsi ikbaliniz için partinizin milletvekilliklerini pazara çıkardığınızı, önüne gelen makam mevki sözü verdiğinizi unutturamayacaksınız. Ne yaparsanız yapın bu ülkenin çıkarlarını uluslararası arenada pazarlık meselesi haline getirdiğinizi unutturamayacaksınız. Milletimiz 28 Mayıs’ta bunların hepsinin hesabını soracak” diye konuştu.