Türkiye Kamu-Sen Gaziantep İl Temsilciliği; Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yapmış olduğu zulmü protesto etti.
Kitlesel basın açıklamasına MHP İl Başkanı Sayın Muzaffer ÇELİK, MHP Milletvekili Sayın Ali Muhittin TAŞDOĞAN, Oğuzeli Belediye Başkanı Sayın Mehmet Sait KILIÇ, MHP Şahinbey İlçe Başkanı Sayın Cahit ÇIKMAZ, MHP Şehitkamil İlçe Başkanı Aziz YÜCEL, İl Ocak Başkanı Sayın İsa Alper AÇIKBAŞ, Şahinbey Ocak Başkanı Sayın Adem ULUTAŞ, Şehitkamil Ocak Başkanı Sayın Emre KOÇYİĞİT, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikalarımızın Şube Başkanları ve Yönetim Üyeleri, Türkav Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri, Türk Ocakları Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri, Gaziantep’li vatandaşlar ve DOĞU TÜRKİSTAN’LI SOYDAŞLARIMIZ ile kamu çalışanları katıldı.
Türkiye Kamu-Sen Gaziantep İl Temsilcisi Kemal KAZAK yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Kurtuluşu; İslam da görür,
El ele verip, meydanlarda yürür.
Ölümden korkmaz! Mücadele verir,
Zulme baş kaldırır, Doğu Türkistan.
Yüreğinde, hürriyet ışır,
Gönlünde, Allah sevgisi taşır.
Kazanana kadar savaşır,
Zulme baş kaldırır, Doğu Türkistan.
Kürşad gibi geçecek öne,
Uygur Türkü, boyun eğmez Çin’e.
Sürekli işkence görseler bile,
Zulme baş kaldırır, Doğu Türkistan.
Coğrafyamıza ırak ancak; gönlümüze yakın Doğu Türkistan’dan yükselen çığlıklar yüreklerimizi yakmaktadır.
250 yıldır Doğu Türkistan’da bir millet kan ağlarken; bütün dünya kör, sağır ve dilsiz bir şekilde, hayâsız ve alçak zulmü seyretmektedir.
Ne yazık ki, milletimizin büyük çoğunluğunun yaşanan bu insanlık dramından haberi dahi yoktur.
Çin Devleti, yıllardır işgal ettiği Doğu Türkistan’da sistematik katliamlar gerçekleştirmektedir.
Türkistan kan gölü haline çevrilmiş iken, başta İslam ülkeleri ve Birleşmiş Milletler olmak üzere, bütün dünya yaşanan dramı görmezden gelmekte, sözde insan hakları savunucuları susmakla yetinmektedirler.
Dünyada hiçbir insanın, Doğu Türkistan’da, evlerinden, yurtlarından edilmiş, katledilen milyonlarca cana, kimsenin gözlerini kapatma hakkı yoktur.
Türkmen soydaşlarımız, toplama kamplarında tecrit altında tutulmakta ve türlü işkencelere maruz bırakılmaktadır.
Ne hikmetse bu vahşet, basın yayın organlarının ilgisini çekmemekte ve birçok basın kuruluşu için, dökülen Türk kanı haber değeri dahi taşımamaktadır.
Ne Batı’da ne de Türkiye’de işgal altındaki Türkistan’ın çığlığı bir türlü duyulmamakta ve zulme sessiz kalınarak “Dilsiz Şeytan” olmak tercih edilmektedir.
Hâlbuki Birleşmiş Milletler Temel İnsan Hakları Sözleşmesi, Soykırımın Önlenmesini ve insanların can ve mal güvenliğini teminat altına almıştır.
Oysa bugün, Birleşmiş Milletlere üye devletlerin gözleri önünde Müslüman Türk kanı akıtılmakta ve insanlık suçu işlenmektedir.
Birleşmiş Milletler; insanlığın etrafında mı? Yoksa küresel güçlerin ortak çıkarları etrafında mı birleşmiştir?
Doğu Türkistan’da akıtılan bu kanı durdurmak, yaşanan insanlık dramına son vermek insanlığın üzerine düşen tarihi bir sorumluluktur.
Ama Birleşmiş Milletler; ya susmakta, ya da gerçeklere gözlerini kapatmaktadır. Bilinmelidir ki; Birleşmiş Milletlerin görevi, olayları takip etmek değil, olaylara müdahale etmektir.
Birleşmiş Milletler üyelerinin, vicdanlarının sızlaması için, daha kaç Müslüman’ın kanı akmalı, kaç çocuk zehirli gazlarla boğulmalı, kaç kadına tecavüz edilmeli ve kaç genç parçalanmalıdır?
Bu nedenle; Birleşmiş Milletler duruma müdahale etmek, olayların önlenemez noktalara gelmesinin önüne geçmek ve bu soykırıma son vermek için derhal harekete geçmelidir.
Unutulmamalıdır ki, Birleşmiş Milletler; egemen güçlerin, siyasi, ekonomik ve ideolojik emellerine alet olmak için değil; adaleti, güvenliği ve sosyal eşitliği tüm ülkelerde sağlamak için vardır.
Ata yurdumuzda, yüz yıllardır işgallere direnen, soykırımlara dayanan, İslam’ın ve Türklüğün sancağını, güneşin doğduğu en uzak noktada dalgalandıran Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi, ilgisizliğin girdabında cellâtlara teslim eden anlayışı, şiddetle protesto ediyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak; insanlık katledilmeden ve yaşanan trajedi daha da büyümeden önce, Türk Hükümeti’ni ve Birleşmiş Milletler Örgütünü, Doğu Türkistan’da yaşanan bu katliamı durdurmak üzere yetkili organlarını harekete geçirmeye ve etkili tedbirler almaya davet ediyoruz.
Aksi halde, bu katliama sessiz kalan her kurum, her örgüt ve her ülke, işlenen bu insanlık suçuna ortak olacaktır.