Çin’de karantinanın kalkmasının ardından dünya evine girenler arasında Türk damat Serdar Yurtçiçek ve Çinli gelin Zhang Han da bulunuyor. İkili henüz maskelerini çıkarmasa da atılan imzalar aynı zamanda toplumun zor günleri geride bıraktığının kanıtı.
CRI Türk Türkiye’ye konuşan Serdar Yurtçiçek’in Çin’deki hikâyesi 2016 yılının eylül ayında Çin’e gelmesiyle başlıyor. Hangzhou’da bulunan Zhejiang Üniversitesi Uluslararası Meseleler ve Küresel Yönetişim Bölümü’ne yüksek lisans yapan Yurtçiçek’in eşiyle tanışması ise bir tren yolcuğu esnasında tesadüf eseri yan yana oturmaları ile gerçekleşmiş.
2018 yılındaki tren yolculuğunun ardından yolları bir daha ayrılmayan Serdar ve Han çifti evlilik kararını önce almalarına karşın yeni tip koronavirüs nedeniyle hayallerine kısa bir mola vermek zorunda kalmış. Karantina nedeniyle aynı evi 2 ay boyunca hiç dışarı çıkmadan paylaşmak zorunda kalan Serdar ve Han çifti o günleri şöyle anlatıyor:
Bu süreçte biz Han ile birlikte aynı evde hiç dışarı çıkmadan 2 ay birlikte kaldık. Belki bunu Türkiye’dekilerin şu anda anlaması zor ama psikolojik olarak bir sağlamlık gerektirdiğini sanırım herkes tahmin ediyordur. Biz evde kaldığımız süre içeresinde zorlukları birlikte aşma kararı aldık ve aslında diyebilirim ki birbirimizi bu olağanüstü günlerde daha yakından tanıdık, birbirimizin en özel yanlarına şahitlik ettik. Kısacası zorlu dönemde birbirimize daha çok alıştık ve birbirimize bir kez daha âşık olduk.
“Güvenimiz boşa çıkmadı”
Yeni tip koronavirüs salgınının patlak vermesiyle ilk başta herkes gibi endişelendiklerini ancak Çin Komünist Partisi ve hükümetinin kendilerine güven verdiğini anımsatan Yurtçiçek “Nitekim bu güvenimiz de iki ay içinde doğrulandı ve zafere yaklaşıldı. Bu bağlamda Çin halkının rolüne de değinmek gerekli çünkü burada insanlar kendilerine verilen talimatları eksiksiz yerine getirdi.” diye konuştu.
Karantina kararının kalkmasının ardından evlilik işlemlerini tamamlayan Serdar ve Han çiftinin hayali öğrenimlerine Shanghai kentinde devam etmek. Serdar alanında doktora yapmak isterken filolog olmak isteyen Han ise Türkçe ve Fransızcasını geliştirmek niyetinde.
“Türkiye bu krizi atlatacak biliyoruz”
Yeni tip koronavirüs ile mücadele eden Türk halkından devlet yetkililerin talimatlarına uymasını isteyen Han ve Serdar çifti CRI Türk Türkiye aracılığı ile şu mesajı paylaştı:
Çin karantina kurallarını kararlı bir şekilde uygulayarak virüsün yayılma hızını engelledi. Virüsün yayılma hızını engelleyen bir diğer önemli faktör ise, halkın verilen tavsiyelere riayet etmesiydi. Virüs kontrol altına alınana kadar Bakanlığın açıklamaları dinlenmeli, maske takılmalı, zorunlu olmadıkça dışarı çıkılmamalı, çıkılacaksa kalabalık yerlerde uzak durulmalı ve temastan kaçınılmalı. Bu şekilde Türkiye az zararla bu işin üstesinden gelecektir. Biz evliliğimizin ve ileride yapacaklarımızın Türk-Çin ilişkilerinin gelişmesinde, iki ülke kültürünün tanıtılmasına katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Türkiye’yi çok seviyoruz. Çinliler de çok seviyor. Daha güçlü olmamız için birbirimizi daha çok sevmemiz gerekir diye düşünüyoruz.
“Ben İzmir, o İstanbul aşığı”
Ufukta henüz Türkiye’ye kesin dönüşün görünmediği söyleyen Serdar, bir gün bunun gerçekleşmesi halinde adresin İstanbul olacağını söylüyor. Zira Türkiye’de birçok şehri gezen Han’ın kalbinin İstanbul’da kaldığını Serdar şöyle özetliyor:
İstanbul, İzmir, Kapadokya gibi yerleri gezdik. Han gezdiğimiz yerler arasında en çok İstanbul’u sevdi. İleride Türkiye’de yaşamamız durunda kesinlikle İstanbul’da yaşamamız gerektiğini söylüyor. Açıkçası ben İzmir’i çok sevdiğim için ikna etmeye çalıştım ama mümkün olmadı. Eşim Çin doğumlu, Kanada’da eğitim gördü ve Hong Kong’da çalıştı. İşi itibarıyla çok sayıda şehir görmesine rağmen kendisini en çok etkileyen yerin İstanbul olduğunu söylüyor. Hatta burada Çinli arkadaşlarımızla buluştuğumuz zaman onlara İstanbul’dan bahsediyor. Han için İstanbul aşığı diyebiliriz.