Savaşın çocukları mülteci kamplarında sağlıksız koşullarda ve birçoğu hasta. Nizip mülteci kampında son bir ayda üç çocuk Hepatit’ten ölürken diğer kamplarda yaşayan çocukları da aynı tehlike bekliyor.
15 Mart 2011’de başlayan Arap baharı rüzgârı Suriyeli muhaliflerinde baş kaldırmasıyla iç savaşa dönüşerek birçok insanın ölmesine ve yaralanmasına sebep oldu. Suriyeli mülteciler ülkesinde ki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığındı. Nizip kampında yaşayan yaklaşık 10 bin mültecinin birçoğunu kadın ve çocuklar oluşturuyor.
LARA BEBEĞİN ÇIĞLIKLARI
Birçok çocuk ailesini kaybedip yakınları ile Türkiye’de ki kamplara sığınırken hava şartları ve sağlıksız koşullar en çok onları vuruyor. Sıcak bir çorbaya hasret kalan çocuklar kuru ekmeği çaya batırıp yerken savaşın çirkin yüzü bir kez daha kendisini hissettiriyor. Şarapnel parçası ile yaralanan LARA bebek henüz 16 aylık annesinin kucağında alçılı ayağının acısıyla çığlık çığlığa! Aynı zamanda nefes almakta güçlük çeken minik kız annesinin tüm tesellisine rağmen sürekli ağlıyor. Belki de Suriye’de bıraktığı babasını özlemiştir diyerek geçiyoruz bir başka Suriyeli çocuğa… Oda patlayan bombanın tesiri ile gözlerini kaybetmiş. Gözleri görmüyor ama eliyle özgürlük işareti yaparak kameralara poz veriyor. Çocuk her yerde çocuktur sözü aklımıza geliyor. Kimi sarılıp resim çektirmek istiyor, kimi elindeki suyu güvenlik görevlileri ile paylaşarak kendisi ile oynayacak birilerini arıyor. Onlar savaşın mutsuz çocukları, onlar savaşın en derinden yaraladığı çocuklar…2 yıllık evli ve 1 çocuk annesi genç kadın,” Yeter artık. Tüm dünya duysun ve ülkemizde yaşanan ölümler dursun. Kocalarımız orada savaşıyor, biz burada vatanımıza hasret yaşıyoruz” diye isyan etti.
Aynı zamanda dört tarafı tellerle çevrili Nizip kampında çocuklar dışarıdan bir haber için tellerin arkasında brandaları kaldırarak dramatik bir görüntü sahneliyorlar. Birçoğu taşlarla oyun oynarken bir çoğu da kampta alabildiğince koşup saklambaç oynuyor. Sonuçta onlar çocuk Barış ve huzur dolu bir yaşam onların en doğal hakkı değil mi? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geleceğini duyan çocukların bazıları yüzüne Türk bayrağı çizmiş bazıları da eline “Ne ekmek, Ne su BARIŞ istiyoruz” yazılı pankartlar almış. Kimisi de kampta gördüğü bu hareketlilikten pay çıkarıp müzik eşliğinde halay çekiyor.
Kamplarda konuştuğumuz anneler çocuklarının savaştan etkilenerek korku yaşadıklarını ve çok huzursuz olduklarını söyledi. En kısa zamanda evlerine dönmek isteyen Suriyeliler Türk Hükümetine teşekkür ederek “ Kamp ortamının ne olursa olsun sağlıklı bir ortam olmasını hiç kimse beklememeli. Savaşta şarapnel parçası ve bomba yüzünden çocuklarımız yaralandı, öldü ve ailemizin bir kısmı Suriye’de kaldı. Özgür Suriye Devletini kurmak için silahlı isyan başlayan ülkemizde en çok zararı kadın ve çocuklar gördü. Nizip kampında en büyük sorunumuz hastane. Gece hastalananlar oluyor ve biz derdimizi tam anlamıyla anlatamıyoruz. Bundan dolayı kimi zaman tercümanlarla da anlaşamıyoruz” dedi.
EN BÜYÜK ZARARI ÇOCUKLAR GÖRÜYOR
Suriye’de yaşanan savaştan kaçan mültecilerin sığındığı kampta kış aylarının getirmiş olduğu zor şartlarda en büyük zararı çocuklar görüyor. Savaştan etkilenen çocuklarının büyük bir bölümünde davranış bozukluğu, psikolojik problemler gözlemleniyor. Suriye’de yaşanan iç savaşın şiddeti arttıkça ailelerini kaybeden çocuk sayısında da artış olduğunu söyleyen yetkililer, aileleri olmadan kamplara gelen çocuk sayısında artış olduğuna dikkat çekiyor.