“Bu Devlet Hiçbir Şehidinin ve Gazisinin Kanını Yerde Bırakmaz”
Gaziantep’te düzenlenen, “Birlik, Beraberlik ve Kardeşlik Mitingi”nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör örgütlerini kullanarak bu ülkeyi, bu milleti dize getirebileceklerini sananlar, yarın kendi ellerinde patlayacak bir bombanın pimini çektiklerini bilmelidirler” dedi.
“Antep, Gaziantep, şehitler diyarı, kahramanlar diyarı, yiğitler diyarı Gaziantep, kardeşliğin şehri Gaziantep” sözleriyle konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm vatandaşları selamkadı.
Gaziantep’e taziye ziyareti için geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “20 Ağustos Cumartesi günü Gaziantep terörün en alçak yüzüne maruz kaldı. Terör 14 yaşında bir çocuğu intihar bombacısı olarak kullanıp Akdere Mahalle’mizdeki bir kına gecesinde adeta kan akıttı, canlar aldı” dedi. Saldırıda 34’ü çocuk 54 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 44’ü çocuk 94 vatandaşın da yaralandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Saldırı öylesine vahşiydi ki hala kimliği tespit edilemeyen mevtalarımız var” diye konuştu.
Saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Saldırıda vefat edenlerin yakınlarıyla birlikte tüm Türkiye’nin, tüm Gaziantep’in başı sağolsun. Bir çocuğu kullanarak, çocukları, bebekleri, masum insanları katledecek kadar gözü dönen bu hainler akıttıkları kanda mutlaka boğulacaklardır” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE OYUNA GELMEYECEK”
Türkiye’nin terör örgütlerinin ve terör yöntemlerinin hiçbirine teslim olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Akdere Mahallesi’ndeki nişan töreninde o kına töreninde kan dökenler eğer bu şekilde Gazianteplilere baş eğdirebileceklerini sanıyorlarsa çok yanılıyorlar. İşte Gaziantep burada, peki siz neredesiniz? Akdere ve Beybahçe mahalleleriyle burada, Vatan ve Güzelvadi mahalleleriyle burada, Barak, Şirinevler, Türkmenler mahalleleriyle burada, Düztepe ve Cengiz Topel mahalleleriyle burada, Perilikaya Mahallesi’yle burada, şehirdeki Suriyelilerle, misafirlerimizle, burada. Bombalı saldırının gerçekleştiği yerin çevresindeki bu mahallemizde yaşayan vatandaşlarımızın etnik kökenine meşrebine, siyasi görüşüne bakarak bu saldırıyla onları tahrik edebileceklerini sananlar bir kez daha hüsrana uğradılar.”
20 Ağustos saldırısını yaptıran ve yapanlarında, ölümleri fırsat bilip gelip burada acıları istismar etmek istediklerini, hak ettikleri dersi de vatandaşlardan aldıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman söylüyorum, burada bir kez daha tekrarlıyorum; Türkiye artık bu oyunlara gelmiyor. Terör örgütlerini kullanarak bu ülkeyi, bu milleti dize getirebileceklerini sananlar, yarın kendi ellerinde patlayacak bir bombanın pimini çektiklerini bilmelidirler. Gaziantep bunun en güzel örneğidir. İşte Cerablus, ne oldular? Karkamış’ı rahatsız ettiler, öyle mi? Sürekli Karkamış’a havan toplarıyla saldırdılar, bir sabır, iki sabır, üç sabır, dört, beş, on, sabır sabır sabır, artık yetti dedik, öyleyse gereği yapılacak dedik ve şimdi işte buyurun Cerablus boşaltıldı, Cerablus’un sahipleri şimdi Cerablus’a yerleşmeye başladı” dedi.
“CERABLUS’A DÖNMEK İSTEYENLERE HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de misafir olan Cerablusluların, Cerablus’a dönmek istediklerinde her türlü desteği vereceklerini ve yardım edeceklerini söyledi.
“Artık herkes yerini bilecek” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özgür Suriye Ordusu’na her türlü desteği verdik.”
“Sizler dimdik ayakta durdunuz, sizler eğilmediniz, F-16’lar sizi eğmedi, helikopterler eğdiremedi, tanklar eğdiremedi, can verdiniz, kan verdiniz, 241 şehit verdik, 2 bin 194 yaralımız oldu, ama durmadınız. Ve işte o köprü artık ne oldu? 15 Temmuz Şehitler Köprüsü oldu. Kardeşlerim, bu millet zaten gazidir, işte burası Gaziantep, burası Şehit Kamil, burası Şahin Bey, biz kimseye boğun eğer miyiz? Namerde boğun eğer miyiz? Eğmedik ve eğmeyeceğiz. İşte 2012 yılının yine 20 Ağustos’unda Ramazan Bayramının ikinci günü değerli kardeşlerim, PKK Gaziantep’e bombalı araçla saldırmış, 10 vatandaşımızı şehit etmişti. Gaziantep PKK’ya boğun eğdi mi? 8 gün önce DAİŞ canlı bombayla saldırdı, boğun eğdi mi? Onlar hep şehit oldu. Gaziantep DAEŞ’e boğun eğmedi. Ama şimdi sesleniyorum, burada nerede olurlarsa olsunlar onların da inlerine gireceğiz, onları da neredeyseler çıkartacağız” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz’da FETÖ denilen ihanet şebekesinin devletten gasp ettiği tanklarıyla, uçaklarıyla, helikopterleriyle, silahlarıyla tüm milletle birlikte Gazianteplilere de saldırdığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, Gaziantep FETÖ’ye boğun eğdi mi? Tam tersine, şu meydanda toplanan yüzbinlerce insan tarihin en büyük destanlarından birini yazdı” diye konuştu.
Vatandaşlara çağrıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi buradan devletin tüm kurumlarında olanlara sesleniyorum, eğer Pensilvanya’daki bu şarlatanın peşinden gidenleriniz varsa artık buradan kopun. Kopmadıysanız milletime sesleniyorum, bu şarlatanın peşinden gidenleri bilenleriniz varsa bunları karakollarımıza, savcılıklarımıza bildirin ve gereğini yapalım. Bunlarla beraber yürümeyeceğiz” ifadelerini kullandı. “Bunlar vatana ihanet ettiler, Silahlı Kuvvetlerimize ihanet ettiler, Emniyet Teşkilatımıza ihanet ettiler” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özel Harekatta geldiler, bombaladılar, 53 yiğidimi orada şehit ettiler. Bunlar bu milletin polisi, Özel Harekatımız. Bunlara nasıl acımasızca F-16’larla bombaları yağdırdınız. Aynı şeyi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde yaptılar. Orada da 36 kardeşim yaralandı, 6’sı şehit oldu” şeklinde konustu.
“ANTEP HALKI YERİ GELDİĞİNDE TÜM DÜNYAYA BEDEL YÜREĞİYLE MÜCADELE ETMESİNİ BİLİR”
Gaziantep’in adeta ikiz kardeşi olan Halep’in, 5 yıldır yedi düvelin saldırısı altında olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ne Halep ne Antep yedi düvele boyun eğdi mi? Antep’in göğsünde gururla taşıdığı gazilik madalyası alnının akıyla çıktığı her mücadeleden sonra biraz daha büyüyor, biraz daha parlıyor. Antepli gazilik unvanını anasının ak sütü gibi her seferinde helal ettiriyor. Ne diyor şair, ‘Bu kaçıncı kurşundur, bu kaçıncı Bismillah. Bu kaçıncı ölüdür? Bir türkü söylenir siperlerde her sabah. Vurun Antepliler, namus günüdür. Ben Antepliyim, Şahin’im ağam. Mavzer omzuma yük. Ben yumruklarımla dövüşeceğim. Yumruklarım memleket kadar büyük.’ Gaziantepli yeri geldiğine mavzeriyle yeri geldiğinde memleket kadar büyük olan yumruğuyla yeri geldiğinde tüm dünyaya bedel yüreğiyle mücadele etmesini bilir.
Teröristlerin daha düne kadar sınır ötesinden Karkamış’ı taciz ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte şimdi de ordumuz onları kovalıyor. Şimdi kaçıyorlar, güneye kaçıyorlar, batıya, doğuya kaçıyorlar. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Bu devlet hiçbir şehidinin hiçbir gazisinin kanını yerde bırakmamıştır, bırakmayacaktır. Yakınları müsterih olsun, milletimiz müsterih olsun” dedi.
“Bilesiniz ki devletimiz tüm imkanlarıyla şehitlerimizin de gazilerimizin de yanındadır. Her türlü madden, manen desteğimizi vereceğiz. Öleni geri getiremeyiz, yüreklere düşen ateşi geri alamayız ama dökülen her damla kanın hesabını sorarız, soruyoruz, sormaya da devam edeceğiz. Biz terör örgütlerinin isimleri farklı da olsa aynı amaca hizmet eden benzer yöntemleri kullanan yapılar olduğunu gayet iyi biliyoruz. Cizre’de 11 polisimizin kanını döken PKK ile burada 54 kardeşimizin kanını döken DAİŞ arasında ne fark var? 15 Temmuz darbe girişiminde 241 insanımızı şehit eden, 2 bin 194 kardeşimizi yaralayan FETÖ’nün PKK ve DAİŞ’ten ne farkı var? Eskiden bir ASALA vardı, Ermeni terör örgütü. Diplomatlarımızı katlederdi. Savcılarımızı, güvenlik güçlerimizi, işadamlarımızı öldüren birtakım örgütler eylem yapmak için hala fırsat kolluyorlar. Bunların diğerlerinden bir farkı yok. Halbuki bu millet üzerine gelen tank da olsa helikopter de olsa namlulardan çıkan bomba da olsa kurşun da olsa korkmadığını, korkmayacağını göstermiştir”
“Gerek PKK saldırılarında, gerek DAEŞ eylemlerinde, gerekse 15 Temmuz darbe girişiminde hayatlarını kaybeden pek çok şehidin yakınlarıyla görüşme imkanı olduğunu, hepsinin de vakur duruşuna şahit olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben milletimle iftihar ediyorum, gurur duyuyorum. Bu millet farklı, bu milletin eli öpülür, bu milletin alnı öpülür, çünkü bu millet kendilerine haydi meydanlara, haydi havalimanlarına ölesiye dediğimizde, Allah milletimizden razı olsun hep birlikte meydanlara yürüdüler, hep birlikte havalimanlarına yürüdüler, hiçbir şeyden çekinmediler ve ölesiye yürüdüler, bunun da gereğini yaptılar. Böyle bir millet arkamızda olduktan sonra, işte Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açılışı yaptık değil mi evvelsi gün? Allah’ın izniyle daha ne köprüler açarız, bu milletle beraber yaparız. İşte şimdi 20 Aralık’ta da Allah’ın izniyle Avrasya Tüneli’nin Boğaz’ın altından açılışını yapacağız, bu milletle hepsini yaparız. İşte Gaziantep, şöyle 15 yıl önceki Gaziantep’i düşünün, neydi, şimdi ne oldu? Daha da iyi olacak, daha da güzel olacak. İnşallah kentsel dönüşümlerle bambaşka bir Gaziantep elhamdülillah, iftihar ediyorum, milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla, valilerimizle iftihar ediyorum, bambaşka bir noktaya geldik. İş adamlarımızla iftihar ediyorum”
şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz şehitlerimizin yakınlarıyla biraraya geldikçe gördüğüm feraset karşısında inanın bana omuzlarımdaki yükün katbekat arttığını hissediyorum. Bölücü terör örgütüyle mücadele eden polis, asker, korucu güvenlik güçlerimizin ortaya koydukları cesaret ve inanç karşısında 10 tane PKK gelse netice elde etmesi mümkün müdür? Allah’ın izniyle Silahlı Kuvvetlerimizin içerisindeki bu bir azınlık grup askeriye elbiseye bürünmüş, bunlar da temizlenecek, daha var, bitmedi. Polisimizin içinde, bunlar da temizlenecek. Ya kendileri bırakıp gidecekler ya da bunları biz bulup çıkaracağız. Aynen kanser hücresi gibi bunları kazıyacağız, çıkaracağız, sağlam bir vücuda sahip olacağız. Kardeşlerim, tüm dünyayı bu konularla ilgili arıyoruz, tüm devlet başkanlarıyla konuşuyoruz, hükümet başkanlarıyla konuşuyoruz, kendilerine anlatıyoruz, diyoruz ki, ‘ya o, ya biz” dedi.
DAEŞ denilen proje örgüt İslam dininin değerlerini istismar ederek kandırdığı insanlarla birlikte yüzlerce masum vatandaşın kanını döküyor olsa da, elde ettiği ve elde edebileceği hiçbir şeyin bulunmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bunlar Rabbimizi istismar ediyorlar, Allah’ı istismar ediyorlar, bu oyuna gelmeyeceğiz. Her gecenin sabahı olduğu gibi, bu terör örgütlerinin tamamen biteceği günler de yakındır; bu millet güçlüdür, bu devlet güçlüdür. O diyor o güzel deyişinde Muhyi: ‘Zahid bizi ta’n eyleme, Hak ismin okur dilimiz. Sakın efsane söyleme, Hazret’e varır yolumuz. Sayılmayız parmağ ile Tükenmeyiz kırmağ ile Taşramızdan sormağ ile Kimse bilmez ahvalimiz.’ Evet, bu millet parmak sayılamayacağı gibi, kırmak ile de tükenmez. İnancı uğrunda, davası uğrunda, vatanı uğrunda, bayrağı, ezanı uğrunda ölmek bu millet için şereflerin en büyüğüdür. En önemlisi de, bu millet bir ölürse bin dirilen bir millettir. Kardeşlerim, bugün dünyanın en kanlı terör örgütlerinin aynı coğrafyada, bizim çevremizde faaliyet gösteriyor olması tesadüf değildir. Bakıyorsunuz, güya birbirlerine karşı gibi gözüken bu terör örgütleri birlerinin değil, sadece ve sadece masum insanların kanını döküyor. Güya terör örgütleriyle mücadele etmek için bölgeye gelen güçler de masum kanı dökmenin dışında bir iş yapmıyor. DAİŞ’miş, PKK’ymış, YPG’miş, DHKP-C’ymiş, FETÖ’ymüş, örgütlere isim bulmaktan alfabede bile harf kalmadı. Bırakın bu sahte maskeleri, biz hepsinin de arkasında aynı surat olduğunu biliyoruz, vazgeçin artık bu kirli oyundan. Siz önce dökülen masum kanlarının hesabını verin. Akdere Mahallesi’nde katlettiğiniz 34’ü çocuk 53 kardeşimizin, Suriye’de, Irak’ta kanına girdiğiniz yüzbinlerce mazlumun hesabını verin. PKK’nın yıllardır öldürdüğü doğmamış çocuktan piri fani ihtiyarlara kadar her yaştan vatandaşımızın hesabını verin. Terör çarkınızı döndürmek için uyuşturucuya alıştırdığınız, ailelerden gasp ederek dağa kaçırdığınız gençlerin hesabını verin. DHKP-C’nin alçakça kurşunladığı Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın, iş adamı Özdemir Sabancı’nın hesabını verin. FETÖ’nün 15 Temmuz gecesi tanklarıyla ezdiği, bombalarıyla bedenlerini parçaladığı, kurşunlarıyla hayatlarını söndürdüğü canların hesabını verin. Bu kadar zulüm dünyaya ağır gelir. Evet, diyorum ki; zalimler için yaşasın cehennem.”
“Türk milleti olarak biz bin yıldır kesintisiz mücadeleyle yaşadığımız bu coğrafyada her türlü zorluğa dayanırız. Ama çok iyi biliyoruz ki, bölgeyi ve özellikle bu bölgede kana, ateşe boğanlar bu ateş kendilerine değdiğinde aynı dayanıklılığı gösteremezler. Onun için diyorum ki, gelin bir an önce ülkemizi de, bölgemizi de, dünyayı da bu terör belasından kurtaralım. Biz, ‘hazır ol cenge, eğer sulhu salah istersen’ ifadesi gereğince her zaman mücadeleye hazırız. Fakat arzumuz daima barıştan, huzurdan, esenlikten yanadır. Bölgemizin terör örgütlerinden temizlenmesi için üzerimize düşenleri yapmakta kararlıyız. Sınırlarımız içinde ve yakınında hiçbir terör örgütünün faaliyetine asla müsamahamız yoktur, olmayacaktır. Bölücü örgüte yönelik operasyonlarımız kesintisiz devam edecektir. DAEŞ’in Suriye ve Irak’tan temizlenmesi için yürütülen çalışmalara her türlü katkıyı vereceğiz, Cerablus’ta bunun için varız, Başika’da bunun için varız, gerekirse diğer bölgelerde de aynı şekilde sorumluluk üstlenmekten kaçınmayacağız. PYD denilen bölücü örgütün Suriye kolu hususunda da aynı kararlılığa sahibiz, bu terör örgütünün de kökünü kazıyana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Bilinmelidir ki, 15 Temmuz’da FETÖ’ye yol vermeyen bu milletin diğer terör örgütleriyle mücadele konusundaki kararlılığı da, gücü de katlanarak artmıştır”
“Ben sizin bu duruşunuza, bu tavrınıza, bu dayanaklılığınıza şahsım, milletim adına çok teşekkür ediyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bir kez daha Akdere Mahallemizdeki terör saldırısında kaybettiğimiz çocuklarımıza, kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına ve tüm Gaziantep halkına, tüm milletimize başsağlığı dileklerimi tekraren ifade ediyorum. Demokrasi Meydanı’ndaki bu güzel birlik, beraberlik ve kardeşlik manzarası için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Kardeşliğin şehri Gaziantep’te, kardeşliğin katmerlendiği o görüşün memnuniyeti içindeyim. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun. Unutmayın, ‘nasrun minallâhi ve fethun karîb ve beşşiril mu’minîn’ Allah’ın yardımı yakındır, bu müjdeyi unutmayın. Üzerine üzerine gideceğiz ve bu işi de Allah’ın izniyle milletçe halledeceğiz, hiç endişeniz olmasın. Onun için, ne diyoruz? Tek millet… Şöyle gür sedayla. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bu Rabia dik duracak, her zaman bununla yürüyeceğiz. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abhaza’sıyla, Boşnak’ıyla, Arnavut’uyla tek millet. İşte bayrağımız, başka paçavra tanımıyoruz, tek bayrak burada, tek bayrak. Burada şehidimizin kanı var, bağımsızlığımızın hilali var ve şehidimizin ta kendisi. Her şehit bir yıldızdır unutmayın. Ve 780 bin kilometrekareyle tek vatan, bu vatanı parçalamaya kimsenin gücü yetmez. Ve dört, tek devlet, Türkiye Cumhuriyeti’nden başka bir devlet asla tanımıyoruz. Devletimizin içinde yapılanmaya gidenler bunun bedelini ağır ödeyecekler ve ödüyorlar. Sağlıcakla kalın, Allah yar ve yardımcımız olsun inşallah.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda gerçekleştirilen “Birlik, Beraberlik ve Kardeşlik Mitingi”nin ardından eşi Emine Erdoğan ile Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesine geçerek Gaziantep’teki terör saldırısında yaralanan vatandaşları ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaralıların sağlık durumları hakkında İl Sağlık Müdürü Sadettin Yazı ve hastane yöneticilerinden bilgi aldı. Yaklaşık 1 saat süren ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de eşlik etti.