Gaziantepli olup ta bürokrat olan belli makam ve mevkilere gelmiş olan bürokratların sahi kendi memleketlerine, hemşerilerine faydası varmıdır.. Çok merak ediyorum.. Bunlar bakanlıklarda olabilir, yök te olabilir hülasa her makam ve mevkide olabilir.. Genelde toplum yaşantımızda bazı insanlar vardır işiyle uğraşır, sadece önünü görür, sağa, sola bakmadan gider. İçinde yaşadığı topluma zerre kadar faydası olmaz…Hayırsızın önde gidenidir.. Arada bir makamına güvenerek milletvekili adayı da olur.. Ama sürekli, at gözlüğünü takıp yoluna devam eder. Bazı insanlar vardır para hırsıyla yaşar, tuttuğunu koparmaya çalışır, hiçbir kimseye yararı dokunmaz. Malının mülkünün izini sürer, geceleri uyumaz, hesabını bitiremez. Uykusuz geceler yaşar ve de ölümden korkar, çoğu zaman stres içinde yaşar. Belki farkında değildir. Malının, mülkünün ve makamının ışığı kabir kapısına kadar onunla arkadaşlık eder, lakin öldükten sonra ışığı cılız bir mum gibi çabuk söner, bir müddet yansa da yavan kalır. Var mı bizim memlekette böyle örnekler…Hem de çok.. Yöremiz de Yani Gaziantep te bir yerlere gelmiş ama esamesi okunmayan o kadar insan varki…
Bunların,adı, sanı, çabuk unutulur. Bazı insanlar da vardır hep hile- hurda peşinde koşar, kendini akıllı zanneder, Lakin onun da sonu nafiledir. Kimi insanlar da vardır;ki bunların içinde bir makama gelmiş olanlarda çok.. Çabuk köşeyi dönmeye çalışır, kısa yoldan zengin olmayı düşünür. Haramı ve helâlı bilmez, gayri meşru yollardan kazanmaya bakar. Helal yollardan kazanmada uzak kalır. Kitabında “yardımlaşma, merhamet, hayır yapma, selam verme, muhabbet, fakir, fukaraya el uzatma, konuk-komşuya yardım etme” gibi sözleri asla geçmez. Kazanır kazanmasına lakin onun da hayrını görmez. Öldükten sonra malı mülkü konusunda yakınları yani mirasçıları topu dairesi ve mahkeme kapıları arasında mekik dokur, kafasında bin bir tilki dolaşır. Kiminin kafasında kırk tilki dolaşır da kuyrukları birbirlerine değmez. O da kazansa da “haydan gelen huya gider”. Bu gibi adamların da ışığı çabuk söner.. Neden insanlar ilk günkü gibi kalmazlar.. Neden hayırsız ve toplum dışı bir insan olurlar.. Neden, insanoğlu zamanla topluma faydalı bir insan olmaktan çok benmerkezci bir yapıya bürünür sadece kendi çıkarları için yaşar bir hale gelir.
Önce kendisini tanıyıp bilgi sahibi olan sonra da topluma faydası olan insan olarak kalan varmı sahi…Çoğu ben merkezci hırslı ve çıkarcı bir insan modeline dönüşmüş.
Makama gelenler, maskesiz, doğal, açık, net, şeffaf, dürüst, kalbi örümcek ağları ile kaplanmamış, sevgi dolu, vicdan sahibi, merhametli insanlar olmadığı sürece onlardan memleket millete hayır gelmez. Onlar sadece kendilerine çalışırlar
NASIL ATLADILAR
Bir grup ingiliz, Amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmış. birden şiddetli bir fırtına kopmuş. Geminin batacağını anlayan kaptan hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş. fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş. bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan hemen bir tayfasını çağırmış. “Git bir de sen dene onları gemiden atlamaya ikna etmeyi” demiş.Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş. Kaptan merakla sormuş: -Eee,noldu? -Hepsi atladılar efendim. Kaptan çok şaşırmış: -Nasıl olur,daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne dedin onlara? -Çok kolay. İngilizlere “sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalılar” dedim. Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu icin çok faydalı olduğunu söyledim. -Peki ya Türklere ne dedin? -onlara da “Denize girmek yasak! ” dedim.