Gaziantep Konumu İtibarıyla Savunma Sanayisinde Güçlenmelidir
Gaziantep Savunma Sanayinde Hak Ettiği Yeri Almalı
On yılı aşkın süreyle ABD’de savunma sanayi projelerinde araştırmacı olarak bulunan, Milli Savunma Üniversitesi’nde de yöneticilik görevi yapmış olan Prof Dr. Ali GÜRSEL, Gaziantep’in bu stratejik alanda varlığını göstermesi gerektiğini ifade etti.
Gaziantep Üniversitesi Rektör adayı Prof Dr. Ali GÜRSEL şu açıklamalarda bulundu:
Gaziantep’in sanayi altyapısı, ihracattaki yeri ve şehrin müteşebbis ruhuyla yüksek bir potansiyele sahiptir. Doğru yönlendirmeyle, stratejik hedefler doğrultusunda anında pozisyon alabilir durumdadır. Covid’19 Pandemi sürecinde maske ve koruyucu ekipmanlar üretimi ve ihracatında çok kısa sürede Gaziantep’in bir numara olduğunu hatırlayalım.
Mevcut kapasite ve stratejik konumu sebebiyle savunma sanayinde bir kümelenme öngörüldüğü takdirde, yine kısa sürede bu yapılanmaya gidebilecek potansiyele haizdir.
Gaziantep Üniversitesi liderliğinde gerektiğinde şehirdeki diğer üniversitelerimizin işbirliği ile alanında uzman yetkin araştırmacı kadroları ve Ar-Ge imkanları buna önayak olabilmelidir. Yapılması gerekenler temelde çok karmaşık olmadığı gibi, dünyanın gelecek senaryosunu okuyacak ve stratejik eylemleri buna göre koordine edecek bir vizyona sahip olmak yeterlidir. Nitekim bilginin elde edildiği ve üretildiği üniversiteler bilgiyi toplumun lehine çevirecek pratiği kazanması oldukça mühimdir. Böylece, Üniversite ve sektör, planlı yönlendirme ve uygulanacak teşviklerle stratejik hedeflere çok kısa sürede ulaşabilir.
Bu arada bilim sanayi teknoloji endeksinde iki yıl üst üste birincilik alarak başarılı bir Teknopark Genel Müdürlüğü görevini yürüttüğü tecrübesini hatırlatan Prof. Dr. Ali GÜRSEL şöyle devam etti.
Üniversitelerle Sanayinin/sektörün buluştuğu arayüz olan Teknoparklar bu işbirlikleri için bir zemindir. Teknoloji Transfer Ofisleri, OSB ortaklıkları vb gibi argümanlarla da bu desteklenebilir. Bilginin teknolojiye dönüşmesi, teknolojinin ticarileşmesi gerekir. Aksi halde süreç ne bilimsel araştırmalar açısından ne de endüstri açısından sürdürülebilir bir kalkınmaya yönlenemez.
Savunma sanayi bu manada pilot bir uygulama alanı olarak görülebilir. Stratejik öneminin yanında ve planlı kalkınmada lokomotif olması muhtemeldir.
Savunma Sanayi dediğimiz alan çok geniş malum.
Kara-hava-deniz araçları, silah sistemleri, korunma-izleme ekipmanları, blokaj-savunma kalkanları ve bunların alt bileşenleri. Her biri ayrı çok geniş bir alan.
Savunma Sanayi Başkanlığı koordinesinde, yerel yönetimin/mülki idarenin öncülüğünde, sanayicilerimizle iç içe, ortak akılla bu sahaya girmemiz ve kısa sürede hatırı sayılır konuma gelmemiz mümkün.
Bu sistemlerin tamamında bir anda sonuç almak kolay olmayabilir ama en az bir üründe baştan sona üretimi tamamlamak daha sağlıklı olacaktır.
On yılı aşkın süreyle ABD’de balistik malzemeler ve koruyucular üzerine çalıştım. Bu ürünleri geliştirdiğimiz gibi balistik-dinamik yüklere karşı dayanımı konularında araştırmalar analizler yaptık. Söz konusu malzemeler personel koruyuculardan araç zırhlarına, hava araçları gövde ve korunma sistemlerinden, radara yakalanmama özelliğine sahip materyalleri içermektedir.
Ülkemizde savunma sanayii alanında da birtakım kümelenmeler oluşmuştur. Örneğin hava araçlarında Ankara ve Eskişehir ön plana çıkmaktadır. Mühimmat ve roket sistemleri konusunda yine Ankara ve Kırıkkale’de bir kümelenme söz konusudur.
Polimer malzemede Gaziantep sanayisinin potansiyeli malumdur. Polimer esaslı nano partikül ve fiber takviyeli hafif ve mukavemeti yüksek savunma materyallerinin üretim altyapısı kısa sürede tesis edilebilir.
Bu örnekler çoğaltılabilir.
Makine ve malzeme alanında da Gaziantep sanayisinin kapasitesi göz önüne alındığında jet motorlarında kullanılan süper alaşımlar – refraktör malzemelerden oluşan parçaların üretimi hali hazırda mümkündür. Sağlanacak Ar-Ge ve inovasyon desteğiyle en ihtiyaç çok duyulan bu motorların üretimine yönelik çalışmalar yapılabileceği gibi, silah sistemlerinden ve mühimmat üretimine kadar birçok alana girilebilir.
Ama dediğim gibi bunlar kapsamlı bir araştırma sonucunda ve Savunma Sanayi Başkanlığımızın koordinesinde yapılanması uygun olur. Gaziantep Üniversitesi akademik kadrosu ve Ar-Ge potansiyeli de, şehrimizdeki imalat sanayimizin potansiyeli de bu hedefler için elverişlidir.
Ar-Ge, inovasyon tasarım planlama prototip üretimi bütün ekipmanlarıyla yan ürünleriyle Gaziantep bir merkez üs olabilir. Süreç birbirine entegre bir şekilde dizayn edilip her bir parça yerel üreticilerden tedarik edilebilir. Bu hem stratejik hedef doğrultusunda ilerlerken hem de yerel işletmecilere Ar-Ge kültürünün yansımasına, katma değeri yüksek ürünlere geçişin öneminin anlaşılmasına katkı sağlanmış olacaktır.
Bir sektörde, özel bir üründe başat olmak bir marka değeri oluşturmak hayati bir konudur.
Türk sanayisi olarak zaten en büyük en büyük handikabımız; imalat sanayimiz güçlü olmasına rağmen, inovatif bir ürün ortaya çıkaramamak ve marka değeri oluşturamamaktadır.
Hulasa, bu yapılanmayla yerel sanayimizin bir alanda uzmanlaşmasını sağlarken, eşzamanlı olarak diğer bütün alanlara sirayet edecek bir anlayışı da tesis etmiş olabileceğiz.
Rektör adaylığı sürecine de değinen Prof Dr. Ali GÜRSEL:
Daha önce defaatle belirttiğim gibi; yetişmiş kadroların gruplaşma ve çekişmelerle içerde enerji kaybına mahal vermeden, takdir kriterlerinin çalışma ve emek olacağını, Türkiye Yüzyılında memleket için yapılacak çok iş olduğunu, boş işlerle zaman kaybı lüksü olmadığını ifade etti.
Somut hedeflerden biri Üniversite sektör işbirliği, özelde savunma sanayinin tesisine önayak olunması. Genel manada ise Gaziantep sanayisinin mevcut haline imrenerek bakıldığını, ancak yakın gelecekte gündeme gelecek küresel meselelerden dolayı bir dönüşüme girmesi gerektiği, bunun da yine üniversite öncülüğünde gerçekleşmesinin uygun olacağını belirtti.
Dilerseniz bunu da ayrı bir başlıkta ele alalım diyerek, gündemin ve vizyonun sadece üniversite rektörlüğünden ibaret olmadığının görülmesi hususunda hassasiyetlerini dile getirdi.