GİBTÜ’da, Yapay Zeka Çağında: “”Dijital Medya ve Siber Güvenlik Paneli” düzenlendi
Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesinde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı desteği ile “ Yapay Zeka Çağında Dijital Medya ve Siber Güvenlik Paneli” düzenlendi.
Gaziantep İslam Bilimleri ve Teknoloji Üniversitesi konferans salonunda, Dr. Öğretim Üyesi Rabia Taşdemir Moderatörlüğünde düzenlenen panele Yargıtay Üyesi Erol Tekmen,İletişim Başkanlığı Dijital Medya Koordinatörü Aslan Değirmenci, Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Burak Değirmenci ve Siber Güvenlik Uzmanı Mahir Yüksel konuşmacı olarak katılım sağladı.
Panelde konuşan Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Şehmus Demir, “Teknolojinin hızla ilerlediği çağda yapay zekanın dijital medya ve siber güvenlik üzerindeki etkilerine değindi.
Yapay zekanın dijital medya alanında ciddi bir devrim olduğunu söyleyen Rektör Demir konuşmasında,
“Teknolojinin hızla ilerlediği bu çağda yapay zekanın dijital medya ve siber güvenlik üzerindeki etkilerini konuşmak için şu anda toplanmış bulunuyoruz. Yapay zeka dijital medya alanında ciddi bir devrim oluşturmuştur. Algoritma sayesinde kişiselleştirilmiş içerik önerileri, otomatik haber üretimleri ve türlü yenilikler artık dünyamıza girmiş bulunuyor. Bu yenilikler beraberinde çeşitli olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Bu tür gelişmeler manipülatif bilgilerin yayılmasını da beraberine getirmiş oldu. Yapılan bir araştırmaya göre yapay zeka destekli bir haberin yayılma oranı gerçek habere göre yüzde 70 daha fazla. Bu ürkütücü bir tablo. Siber güvenlik alanında yapay zeka hem bir savunma aracı hem de bir tehdit. Yapay zekanın kullanımı ile birlikte siber güvenlik alanında saldırılanın engellenme oranı artmış oldu. Ancak bunun karşısında bir tehdit olarak bu siber saldırıları gerçekleştirenlerin de yapay zekayı kullanması ile birlikte onlarda profesyonel bir şekilde bu işi yapabilmektedir. Dolayısıyla olumlu ve olumsuz anlamda gelişime katkı sağlamış oldu. Yapay zekanın siber saldırıları tahmin edilemez boyutlara taşıma ihtimalini bütün dünya konuşuyor. Yapay zeka bu kadar gelişirken güvenlik alanında bir devrim yapılması gerekiyor ki bu açıklar tamamen diskalifiye edilsin ve devre dışı bırakılmış olsun. Bu arada bizim Türkiye’de ne yapmamız gerekiyor? Konuyla ilgili bizim ciddi bir inisiyatif almamız gerekiyor. Özellikle üniversitelerin çok ciddi bir inisiyatif alması gerekiyor. Doğru strateji, inovasyon alanlarında çok ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor. Batı tarafından geliştirilen yapay zeka çalışmaları tamamen onların kültürlerini ve siyasetini önceliyor. Bu da bizim için ciddi bir risk alanı oluşturuyor. Bu nedenle bu konuda eğitimi ciddi anlamda ağırlık verip bu alanda insanlar yetiştirmemiz gerekiyor. Hatta yapay zeka alanını bilgisayar mühendisliği alanının altından bir şekilde kurtarıp bağımsız bir alana dönüştürüp bu konuda geniş bir alan açılması gerekiyor. İslam dini bilgiye ve ilime önem veren bir dindir. Yapay zeka ve siber güvenlikte ilmin ve bilimin yeni sınırları ve bu alanda bilgi sahibi olmakta Müslümanlar olarak bizim için büyük bir zorunluluktur. Ancak bu teknolojilerin kullanımı İslam’ın ahlaki prensipleri ile uyumlu olmalıdır. Şu anda dünya genelinde göz ardı edilen asıl hususun da bu olduğunu söylememiz mümkün. Müslümanlar olarak teknolojinin insanlık onurunu koruyacak şekilde geliştirilmesi bizim için bir zorunluluktur. İsrail’in Filistin’e olan saldırılarında teknolojinin amacı dışında, nasıl kötü bir şekilde kullanıldığını bütün dünya görüyor. Büyük zulümlere yol açan bir araca dönüşmüş vaziyette” ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanlığı Dijital Medya koordinatörü Aslan Değirmenci ise Ülke gündeminde olan dezenformasyon ve manipülasyona değinerek, “Medya Türkiye genelinde internet kullanımı yüzde 95’e ulaşmış durumda. Dünyada 5 milyar sosyal medya kullanıcısı var. Yetişkin oranına baktığımızda her beş yetişkinden biri sosyal medyada. Bu da sosyal medyanın ne derece geliştiğini ve ne derece önemli olduğunu gösteren bir veridir. Sosyal medya kullanıcıları genellikle eğlence, kültür, sosyal olarak kullanılıyor olsa da bizim yapmış olduğumuz bir araştırma kullanıcıların yüzde 40’ı bilgi amaçlı kullanıyor. Sosyal medya platformları bir bilgi kanalına dönüşmüş durumda. Bu bilgiyle beraberde bilgi amaçlı paylaşımlar yapılıyor. Bu bilgilere ulaşırken bazı riskler var. Ülkemizin de gündemi! Bu risklerin başında dezenformasyon ve manipülasyon geliyor. Sosyal medyada ve internet haber sitelerinde işin ipuçları var. Bir haber başlığı sosyal medyada abartılı bir şekilde atılıyorsa iki saniye düşünmeniz lazım” dedi.

Yargıtay Üyesi Erol Tekmen ise “Yalan” Türk Milletinin Kültürüne ve İslama aykırıdır. Yalan haber ve bilgi güvenlik sorunudur” diyerek konuşmasını sürdürdü: “MİT Tırları davası sürecinde yaşanan yalan haber ve sosyal medya paylaşımlarının ne denli tehlikeli olduğunu belirterek, “Sosyal Medyada baktığımız davalara ilişkin sürekli hem aleyhimize hem şahsımıza aşırı şekilde yalan haberler yapıldı. Olmayan yaşanmayan şeylerin yaşanmış gibi yayın yapılması, hakimlerin ve savcıların davaların üstünü örtülüyormuş gibi göstermeye çalışmaları sansasyonel yalan haberlerdir.O dönem bu sansasyonel haberler uluslararası alana kadar yayıldı. Oradaki sosyal medyada da yayınlar yapılmasına neden oldu. Sosyal Medya terörünün mağdurları olarak kendimizi kabul ediyoruz. Türkiye’de sosyal medya terörü MİT Tırları davalarına baktığımız dönem bizimle birlikte ortaya çıktı. Planlı programlı ekiplerle birlikte Türkiye’yi yıpratmaya yönelik çalışmalar yapılmıştı”
Yenişafak Gazetesi Yazarı Burak Doğan, etki ajanlarına dikkat çekerek, “Etki ajanlarının kendi haber siteleri ve trol hesapları var. Türkiye bu konuda biraz daha fazla etki ajanına sahip. Kendi hayatında içe kapanık bir kişi sosyal medyada bir anda aslan kesilebiliyor. Yüksek takipçi elde etmesiyle birlikte gerçek hayatta bulamadığı öz güveni buraya yansıtıyor. Mesela Yapay Zeka ile Cumhurbaşkanın bir konuşmasını alıp farklı dillere çevirip yayımlaması 5 dakika sürüyor. Farklı uygulamalar var. Yeni medya buna ne kadar hazır? Çok fazla hazır değil, sadece hazırlık aşamasında diyebiliriz. Yeni gazetecilik, iletişim mezunu arkadaşların ilk tecrübeleri önemli. Önce kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Kopyala yapıştır mantığı olarak hazır değiller. Bazu kurumlar tamamen dijitale yatırım yaptı. Etki ajanları farklı şekilde sizede ulşabilseydi ve editörünüz bu haberi girseydi sıkıntı yaşayabilirsiniz ve zarar görebilirsiniz. Haberleri kendimiz check etmeliyiz” diyerek uyardı.
Siber Güvenlik Uzmanı Mahir Yüksel konuşmasıyla salonda bulunan öğrencilerin ilgi odağı oldu. Yüksel, Dijital Dönüşümün beraberinde bir çok tehdidi de getirdiğini ve Siber Güvenlik Tehdit Unsurlarının ülkemizde daha fazla geliştirilmesi ve gençlerin bu alanda çalışmasını istedi. “Ben zeki değil çalışan insan istiyorum” diyerek bu alanda kendini geliştiren gençlere istihdam sözü verdi.
İletişim Başkanlığı Gaziantep Bölge Müdürü Mücahit Taşkın, yaptığı açılış konuşmasında Dijital Medya ve Siber Güvenliğin önemine dikkat çekerek, “Bu panel, yapay zeka, dijital medya ve siber güvenlik alanlarında yaşanan hızlı değişimleri ve bu değişimin etkilerini derinlemesine ele almayı amaçlamaktadır. Panelimiz dijital medya ve siber güvenlik alanlarında giderek artan dezenformasyon sorununu ve kamu faaliyetlerinin bu konudaki rolünü ele almayı amaçlamaktadır. Günümüzde dijital platformlarda yayılan yanıltıcı bilgiler ve manipülatif içerikler toplumlar üzerinde ciddi etkileri sahip olmakta ve kamu faaliyetlerini önemli ölçüde etkilemektedir. Bu panel bu konuların farkındalığını arttırmayı, sorunları derinlemesine anlamayı ve çözüm önerileri üzerine fikir alışverişi yapmayı hedeflemektedir” dedi.
