AK Parti grup toplantısında İç Güvenlik Yasa Tasarısı hakkında bilgi veren Başbakan Ahmet Davutoğlu; Jandarmanın sicil ve atama yönünden İçişleri Bakanlığına bağlanması, uyuşturucu ticareti yapanların terörist olarak sayılması ve Molotof’un bir saldırı aracı olarak görülmesi de dahil olmak üzere bir çok konuda düzenleme yapacaklarını söyledi.
AK Parti grup toplantısında gündemde olan iç güvenlik yasa tasarısı hakkında bilgi veren ve ülke gündemi hakkında değerlendirmelerde bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu Molotof atmanın özgürlük ve gösteri anlayışıyla bağdaşmayacağını belirterek emniyet güçlerinin bu konuda gerekeni yapmaları için yetkilendirileceğini söyledi. Davutoğlu; “çözüm süreci milli bir projedir. Kobani gerekçe gösterilerek yapılan eylemlerin çözüm sürecini sonlandırmasına izin vermeyeceğiz, bundan sonraki süreçte vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için emniyet güçlerimize önemli yetkiler vereceğiz” dedi.
JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİKTE DEVRİM
Özünde İçişleri Bakanlığına bağlı olmakla birlikte bütün düzenlemeleri Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılan Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığını atama ve sicil işlemleri yönünden İçişleri Bakanlığına bağlayacaklarını söyleyen Davutoğlu, Askeri konular haricinde bütün diğer yetkilerin İçişleri Bakanlığında olacağını belirtti.
Jandarmanın kıyafetinin İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek özel bir kıyafetle değiştirileceğini gündeme getiren Davutoğlu konuşmasında şunları söyledi;
“Türk Silahlı Kuvvetleri, ülke güvenliği açısından gözbebeğimiz gibi korumamız gereken çok önemli temel kurumumuzdur. Önümüzdeki hafta inşallah Genelkurmay Başkanlığımızı da ziyaret ederek, doğrudan brifing alacağım. Türkiye’de sivil asker ilişkilerinin sağlam bir zeminde inşa edilmesi milli ve ulusal güvenliğimiz ve demokrasimizin geleceği açısından en temel konulardan biri olacaktır.
KOLLUĞUN İSTİHBARAT FAALİYETLERİ DENETİM ALTINA ALINACAK
Bu reform paketi içerisinde istismar edilen bir konuyu da açık ve net bir biçimde çözmeye çalışacağız. Kolluğun önleyici ve adli istihbarat faaliyetlerinin denetimi konusunda gerekli tedbirleri alacağız. Yapılan istihbari faaliyetin uyum içinde ve karşısında dengeleyici mahiyette denetimi yapılmış olacak. Çeşitli konularda güvenlik birimlerinin yaptığı istihbarat, kanunlarda da olan teknik takip ve dinleme gibi yetkilerin önce bu birimlerde, İçişleri Bakanlığı’nda ve Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Başbakanlık’ta denetimi yapılacak. Ayrıca TBMM’de oluşturulan 17 kişilik bir komisyona da bu rapor sunulacak. Yeni gelen teknolojik bir araç imkanlarımızı genişlettiği kadar, özgürlükleri kısıtlayıcı sonuçlar da doğurabiliyor. Bu konuda da son derece dikkatli, gerektiğinde kanunlarımızı, yönetmeliklerimizi, genelgelerimizi insan haklarına uygun bir şekilde revize ederek, halkımızın özgürlüğünü güvenli bir biçimde yaşamasını teminat altına alacağız.
MOLOTOFLU BİR GÖSTERİ VE ÖZGÜRLÜK ANLAYIŞI OLAMAZ
Toplantı ve gösteri yapma hakkı demokratik bir haktır ve engellenemez. Bunu engelleyecek biri olursa önce ben bu engelin önüne gider ve engellenen yerde gösteri, toplantı yaparım. Ancak her hak ve özgürlük gibi toplantı ve gösteri yapma hakkı da hukuk devleti ve kamu düzeni kuralları içerisinde gerçekleşir. Hakkın verilmesi o hakkın başkalarının hakkını gasp edecek şekilde kullanılması sonucunu doğurmaz. Ben her türlü şiddeti yaparım, kimse bana ses çıkaramaz anlayışı olamaz. “Devlet Nerede” diyen vatandaşımıza, Devlet de Millet de burada diye haykıracağız. Yani toplantı ve gösteri yürüyüşü yapıyoruz, fikirlerinizi ifade ediyorsunuz, çok güzel. Ama elinize molotofkokteyli aldığınız anda, toplantı ve gösteri hakkı biter, şiddet eylemi başlar. O andan itibaren ben toplantı ve gösteri hakkımı kullanıyorum, falan filan, diyemez kimse. Bu konuda İçişleri ve Adalet bakanları ile saatlerce bir araya geldik.Patlayıcı, yanıcı, ateşli silahlar gibi pek çok tanımlamalar var ancak molotofkokteyli konusunda öyle bir muğlaklık var ki hakimlerin takdir yetkisine kalıyor, molotofkokteyli yakıcı bir madde mi yoksa değil mi?. Hakimlerimize saygımız sonsuz ama son yaşanan olaylardan sonra bu konuda kimseye takdir hakkı tanımayız. Molotof bir saldırı aracıdır. Molotofkokteyli ile ambülanslar yakılmışsa, kütüphanelere ve müzelere saldırılmışsa, kuran kursları yakılmışsa, o molotofkokteyli insanların yüzlerine atılarak polislerimiz yanmışsa, belediye otobüsüne atılıp genç kızlarımız genç yaşta hayatlarını kaybetmişse biz buna sessiz kalamayız. Böyle bir özgürlük anlayışı olamaz.
BONZAİ DAHİL UYUŞTURUCU TİCARETİ TERÖR SUÇU OLUYOR
Bonzai konusunda Sağlık Bakanlığımız ile toplantılar yaptık. Gelecek nesilleri yok eden bu uyuşturucu ve diğer uyuşturucu maddelerin ticaretini yapanlar terörist muamelesi görecektir. Bunların her biri birer teröristtir. Çünkü gelecek nesilleri yok eden bir eylem içindedirler. Bonzainin ve her türlü uyuşturucu faaliyetinin okul çevrelerine yakın işlenmesi durumunda zaten ağırlaştırılmış olan cezaları iki katına çıkaracağız. Okullar ahlakın, ilmin, bilginin irfanın merkezleri olacak, oralara uyuşturucunun yaklaşmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Ayrıca sanal ortamda şiddete, teröre, nefrete çağrı dili anlamına gelecek uygulama, ifade ve yapılan bazı çalışmaları kesinlikle suç olarak telakki edilecektir.
