İNSANIN KENDİNİ YANILTMASI LAZIM
Hayatımızı kolaylaştıran rutinler, bizi hedeflerimize yaklaştıran disiplin, düzen ve iyi alışkanlıklar… Bunlar hepimiz için çok önemli. Sabah uyanıp kahvemizi yaparız, ajandamızı doldurur, planlarımıza sadık kalarak günü tamamlarız. Tüm bu süreçler bize hem bir güven hissi hem de bir başarı duygusu verir. Ancak, acaba bu alışkanlıklar bizi bazen kısıtlayan birer “konfor kafesi” ne dönüştürüyor olabilir mi?
Bazen insanın kendini şaşırtması, yanıltması ve konfor alanının dışına çıkması gerekir. Evet, çok sevdiğimiz rutinimiz bize başarıyı getirebilir; ancak, bir noktadan sonra yarattığımız bu düzen, bizi farklı deneyimlerden ve yeni şeyler öğrenmekten alıkoyabilir. Bu nedenle, bazen “Acaba bunu yaparsam ne olur?” sorusunun peşine düşmemiz gerekir.
İnsan kendini yanıltmadan, sınırlarını zorlamadan yeni şeyler keşfedemez. Rutin bir hayatı şu ana kadar inşa ettiğimiz için kendimizle gurur duyabiliriz; ama şu soruyu da sormadan geçmemek gerekir: “Bu düzen beni ne kadar ileri taşıyor?”
Konfor alanından çıkmak çoğu zaman korkutucu gelir; yeni bir projeye başlamak, farklı bir beceri öğrenmek ya da daha önce denemediğimiz bir alana adım atmak cesaret ister. Fakat tam da bu cesaret bizi geliştirir, farklı yollar denememizi ve farklı sonuçlar elde etmemizi sağlar.
Unutmayın ki Einstein, “Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek deliliktir” derken bize rutinlerimizi gözden geçirme çağrısı yapıyordu. Alışkanlıklarımızı kökten değiştirmemize gerek yok. Ancak bazen bu rutini bozacak ufak hamleler yapmak bile bize yeni bakış açıları kazandırabilir.
Örneğin, her sabah aynı yolu kullanarak işe gidiyorsak, bir gün farklı bir rotayı deneyelim. Yabancı bir semtte yürüyüşe çıkalım, belki bir kafede bir saat oturalım ve insanlara dikkat edelim. Belki uzun zamandır denemek istediğimiz ama cesaret edemediğimiz bir kursa başlayalım. Bu küçük adımlar, zihnimizi yenileyecek ve bizi farklı bir enerjiyle dolduracaktır.
Kendimizi bazen rutinimizin dışına atalım ki hayatın şaşırtıcı yüzüyle karşılaşalım. Belki de hayatımızın en iyi kararlarından biri, “Bu bana hiç uymuyor” dedikten sonra yaptığımız bir şey olacak.
Bu dünyada yaşamanın en eğlenceli yönlerinden biri de çeşitlilik ve beklenmedik deneyimlere açık olmaktır. Kendimizi hem rutinimizi inşa edecek kadar disiplinli hem de bu rutini bozmaktan korkmayacak kadar cesur kılalım.
Sonuçta hayat, dengede kalabilenlerin sanatıdır. Kendinizi yanıltmaya cesaret edin, belki de şimdiki halinizden çok daha fazlasını keşfedersiniz.
Ben pathİKa’dan Dilan. Çok konuştum biliyorum.
Bir sonraki yazıda daha çok konuşmak dileğiyle :)
Esen kalın…