Her yıl 1-7 Mart günlerinde geleneksel olarak kutlanan Muhasebe Haftası Demokrasi Meydanı’na Gaziantep Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özbay tarafından çelenk konulmasıyla başladı.
Çok sayıda muhasebecinin katıldığı törende bir konuşma yapan Gaziantep Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özbay Muhasebe Haftasını her yıl 1-7 Mart arasında ve bu yıl 27’ncısını kutladıkları belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
Ülkemizin ve çevre ülkelerin içerisinde bulunduğu bu zorlu sürecin bir an önce son bulması temennimizdir. Bu sürecin ekonomimize yansıması kaçınılmazdır. Bu dönemin Millet olarak birlik ve beraberlik içerisinde üstesinden geleceğimize olan inancımız tamdır. Ülkemizin bölünmez bütünlüğü, milletimizin ve devletimizin bekası için seve seve canlarını veren Şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi de minnetle anıyoruz. Yakınlarının ve Yüce Türk Milletinin başı sağ olsun.
Mesleğimizin yasal statüye kavuşmasının 27. yılı hepimize kutlu olsun. 27 yıllık süreçte çok önemli mesafe kat edilmiştir.
Mesleğimizin önünde çözülmesi gereken birçok sorunlar da bulunmaktadır. Bu sorunlar Ülkemizin genel sorunlarından ayrı düşünülemez.
SMMM’leri, Devletin gelir toplaması noktasında Mükellefle-Devlet arasında köprü vazifesi görmektedir.
Köprünün üzerine de kaldıracağından fazla yük yüklenmemelidir. Her yeni çıkan kanun-tebliğ-yönetmelik bizleri ilgilendirmekte ve bizden uygulama beklenmektedir. Bu beklentinin karşılık bulması isteniyorsa Mesleğimizin sorunlarına da kulak verilmeli ve bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır.
Bu sorunlarla ilgili çeşitli görüş ve önerilerimizden ana başlıkları sizlerle paylaşmak istiyorum;
MALİYE BAKANLIĞI (GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI)’NA ÖNERİLERİMİZ;
Şunu belirtmek isterim ki;
-Meslek mensupları olarak sorunlarımızın çözümünde evvela Maliye Bakanlığı ve TÜRMOB arasında sağlıklı ve sürekli bir iletişim sağlanmalı ve bu iletişim sayesinde sorunlar masaya yatırılmalıdır.
– Günümüzün değişen koşullarında ve mevzuat değişikliğinin bu denli yoğun olarak yaşandığı günümüzde meslek yasamız da mesleki ihtiyaçlarımıza göre değiştirilmelidir.
– Bakanlık ve diğer kurumlarca istenen bilgi, beyan ve formların sayısı oldukça artmıştır. Dolayısı ile bu durum bütün ilgili kurumlar için hem zaman kaybı hem de etkinsizlik olarak geri dönmektedir. Kısacası tüm verilerin bir data merkezinde toplanması ve ilgili kurumların bu merkezden bilgileri alması sağlanmalıdır.
-Sık ve çok sayıda beyanname verilmesinin önüne geçilmesi gerekmektedir.
Beyanname sayısının çokluğundan dolayı meslek mensubunun kendini geliştirmesi ve özel hayat için zaman ayırması artık söz konusu bile değildir.
Bu yüzden önerimiz Aylık verilen beyannameler birleştirilmeli ve sadeleştirilmelidir. Ayrıca; beyanname sıklığında dönem dönem ertelenmeler yaşanmakta, bu ertelenmeler plansız ve son dakika yapılarak meslek mensubu yıpratılmaktadır. Yine beyan noksanlıklarının giderilmesine yönelik düzeltmelerde uygulanan cezalar çok yüksektir. Meslektaşlarımızın iş yoğunluğundan kaynaklanan bu hataları kendilerine büyük sıkıntılar yaşatabilmekte, bu cezaları kendi bütçelerinden karşılamak zorunda kalmaktadırlar.
Bu ve buna benzer sorunların çözümünde de kamu kurum ve kuruluşları yeterli kolaylığı sağlamamaktadır.
Bu yüzden düzeltme amaçlı verilen beyan ve bildirimlerde uygulanan cezaların azaltılmasından değil, ceza uygulanmasından vazgeçilmelidir.
Artık işlevini yitirmiş olan Son Dönem Geçici Vergi beyanı kaldırılmalıdır.
e-Beyanname şifresi yalnızca meslek mensuplarına verilmelidir.
1 ve 2 No’lu KDV Beyannameleri ile Muhtasar Beyannameler birleştirilmelidir.
Vergi daireleri arasında uygulama birlikteliği sağlamak amacıyla TÜRMOB ve GİB’ in yapacağı ortak çalışma ile “Vergi Daireleri Uygulama Birlikteliği Rehberi” hazırlanmalıdır.
Mali tatil süresince verilmesi gereken beyannameler ve bildirimler takip eden ay içinde verilecek beyannamelerle birleştirilerek beyan edilmelidir.
E defter uygulamasında mükellefler işleme tabi ayı takip eden 3’üncü ayın sonuna kadar GİB’in sistemine göndererek beratlarını almaları gerekirken defterini kağıt ortamında yazdıranlar işleme tabi dönemi takip eden yılın 6’ncı ayın sonuna kadar kapanış tasdiklerini yaptırmaları gerekmekte bu haksızlık ortadan kaldırılarak e defter mükelleflerinin de beratları ertesi yılın 6’ncı ay sonunda alınmalıdır.
-Meslek Mensubunun zor durum hallerinde Mükelleflerine de Mücbir Sebep tanınmalıdır. Meslek mensubu (ağır hastalık, yakının ölümü,tutukluluk vb.hallerde) hiçbir şartta mücbir sebep dediğimiz vecibelerinin ertelenmesi uygulamasından faydalanamamaktadır. Bu durum mutlaka düzeltilmelidir. MÜKELLEFE TANINAN MÜCBİR SEBEBLERLER MESLEK MENSUBUNA DA TANINMALIDIR.
Yeni Taslak olarak hazır olan VUK’ nunda da bu konu çözüme kavuşturuluyor, umarız herhangi bir kesintiye uğramadan yasallaşır.
YiNE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI’NA ÖNERİLERİMİZ VE BEKLENTİLERİMİZ;
-İşçi Girişlerinin SGK’ya Bildirilmesi -1774 sayılı Kimlik Bildirim Kanunu Uygulanması ile ilgili ;
Bir işverene bağlı olarak çalışanların Kolluk Kuvvetlerine bildirim süreleri ve SGK ya bildirim süreleri (işe giriş ve çıkışlarda) farklılık göstermektedir.
Bu iki kanundan kaynaklanan çalışanların bildirim yükümlülüğünün tek yerde toplanması, şu anda buna en elverişli ve geneli kapsayan kurumun da SGK olduğundan çalışanların sadece SGK bildirimlerinin yeterli sayılması gerekmektir.
-Kıdem Tazminatı Fonu bir an önce tarafların uzlaşısıyla hayata geçirilmeli, İşveren-işçi arasındaki (özellikle orta ölçekli işletmeler de) sürtüşmelerin önüne geçilmiş olacak, işsizlik sigortası maaşında olduğu gibi hak eden her çalışanın Kıdem Tazminatı teminat altına alınacaktır.
MESLEK MENSUPARININ SORUNLARI İLE İLGİLİ ÖNERİ VE BEKLENTİLERİMİZ
Sorunlar yumağında boğuşan meslek mensuplarının sorunlarının çözümü; idare, meslek örgütleri ve meslek mensupları üçgeninde saklı bulunmaktadır.
Yine 3568 sayılı kanunla düzenlenmiş olan sözleşmelerle ilgili olarak
-Yine bildiğiniz gibi almadığımız ücretin KDV’ sini ödemekteyiz dolayısıyla; KDV’yi doğuran olay tahsilâta bağlanmalıdır.
Serbest meslek yıpranma indirimi (beyin amortismanı) getirilmelidir.
Stajyerlerimiz için sosyal güvenlik primi ve vergi muafiyeti sağlanmalıdır.
Bilgisayar ve yazılım giderleri 2 yıl içinde amorti edilmelidir.
Serbest meslek giderleri genişletilerek yeniden düzenlenmelidir.
TSE, TURMOB ve Maliye Bakanlığı tarafından yürütülen Büro ve Mesleki Standartların Belirlenmesi çalışması bir an önce sonuçlandırılmalıdır.
-Bağımsız Denetim Dışında kalan Kooperatifler, Birlikler, Diğer Kamu Kuruluşları’nın denetimi BAĞIMSIZ DENETİM YETKİSİ ALAN SMMM’LER TARAFINDAN yapılmalıdır.
KISACA VERGİ POLİTİKALARI İLE İLGİLİ OLARAK;
2013 yılı Aralık Ayı sonu itibariyle Gerçek Usulde Gelir Vergisi Mükellef sayısı 1.798.056 ,
2014 yılı Aralık ayı sonu itibariyle Gerçek Usulde Gelir Vergisi Mükellef Sayısı 1.798.738 olmuştur. Kapanışlar düşüldükten sonra gelir vergisi net mükellef sayısı sadece 682 adet olmuştur. Yıllık binde üç civarında artış olmuştur.
2013 yılı Aralık sonu itibariyle Basit Usule Tabi Gelir Vergisi mükellef sayısı 693.694 iken
2014 yılı Aralık sonu itibariyle Basit Usule Tabi Gelir Vergisi mükellef sayısı 730.956 olmuştur.Basit usule tabi mükellef sayısında 37.000 civarında net artış olmuştur.
Oysa Maliye Bakanlığı’nın uzun vadeli programlarında basit usulün tasfiyesi hedeflenmişken tam tersi bir sonuç doğmuştur. Bu durum kayıt dışılığı kontrol altına almayı zorlaştıran bir durumdur.
Buna bağlı olarak kısaca Dolaylı ve Dolaysız Vergilerin Genel Vergi Gelirleri içerisindeki paylarından bahsetmek gerekirse;
Toplam vergi gelirlerinde Dolaysız Vergi ve Dolaylı vergilerin Payı
OECD (AB ) Ülkelerinde
Yıllar Dolaylı Vergi Oranı Dolaysız Vergi Oranı
1965 37,7 62,3
2010 31,8 68,2 iken
2013 27 73
Türkiyede
Yıllar Dolaylı Vergi Oranı Dolaysız Vergi Oranı
2000 59 41
2011 67,6 32,4
2013 69,7 30,3
Tablodan da görüleceği üzere AB de durum Ülkemizin tam tersidir.
Ülkemizde Vergi politikaları tespit edilirken çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alma politikası esas alınmalıdır.
Toplumun SOSYAL BARIŞI da burada yatmaktadır.
Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere dolaylı vergiler artış göstermekte bu da vergi adaletsizliğine yol açmaktadır. Yukarıdaki tablonun en büyük sebebi kayıt dışılıktır. “Kayıtdışılık İktisadi Kanser, Nakit İse Besinidir”. Onun için kayıtdışılıkla mücadelede nakit hareketlerinin önüne geçilir ve kaydi hareketlerle işlemler yaptırılırsa KAYIT DIŞILIĞINDA ÖNÜNE GEÇİLMİŞ OLACAKTIR” dedi.