Saadet Partisi Gaziantep İl Başkanı Hayri Kamalı, AK Parti hükümetinin son dönemde kurumları baskı ve kontrol altına aldığını, Saadet Partisi düşüncesinde tek tip insan yapma, yaratma ve şekillendirmenin söz konusu olmadığını, herkesi olduğu gibi farklı düşünceleri ile kabul ettiklerini söyledi.
Saadet Partisi Gaziantep İl Başkanı Hayri Kamalı 6 Ocak’ta düzenlenecek olan “Ne Füze Ne Göz Yaşı” konulu mitinge Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ve Dr. Fatih Erbakan’ın da katılacağını belirtti.
Orijinal Milli Görüşçüler olarak çakma Milli Görüşçüleri kaldıracağız diyen, Saadet Partisi Gaziantep İl Başkanı Hayri Kamalı, Türkiye’de halkın uyanışına sebep olacak, halkın iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırmasına yardımcı olacak muhalefet partileri, medya, sivil toplum kuruluşlarının AK Parti hükümetinin son döneminde baskı ve kontrol altına alındığını, Türkiye’nin içinde bulunduğu bu süreç içerisinden bir an önce kurtulması gerektiğini söyledi. Kamalı; Biz başka partilerin yapmış olduğu ve yapacakları şeyleri ortaya koyarak zaman geçirme çabası içerisinde değiliz. Biz Saadet Partisi olarak kendi yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatıyoruz. Siyasi partiler, Devlete ve Millete hizmet etmesi gereken kurumlardır. Ancak, Türkiye’de şu anda siyasi partiler kurmuş oldukları hükümetler ile Devletin bütün imkânlarını siyasi arenada ve siyasi ortamda kendilerine yakın olan insanlarla paylaşmanın hesabı içerisindedir. Türkiye’de birçok insan ötekileştirilmiş duruma sokulmuş, bu da karşı tarafta intikam ve hırs duygusu yaratmıştır. Bu nedenle böyle bir siyaset anlayışı doğru değildir.
ORTADOĞU SÜREKLİ KARGAŞA YARATILMAKTADIR
Ortadoğu haritasını incelediğimizde, hangi ülkelerin sınırlarının hangi tarihte ve kimler tarafından çizildiği ve hangi ülkelerin kimlerin egemenliği altında olduğuna ilişkin sonuçlar bize bir takım fikirler vermektedir. Gerek Birinci Dünya savaşından sonra gerekse ikinci dünya savaşından sonra küresel güçler bu coğrafyada özellikle petrol yataklarının olması nedeniyle daha fazla kazanç elde etme çabası içerisine girmiş ve bu bölgeler parsellenmiştir. 1940’lardan sonra devreye bir de Amerika girince şekil daha da farklılaşmıştır. Dolayısıyla bu coğrafyanın rahat bırakılması ve halkın kendi iradesinde coğrafyanın kendi gelirini kendisi için kullanması dış güçlerin işine hiçbir zaman gelmemiş ve sürekli olarak Ortadoğu’da bir kargaşa süreci oluşturulmuştur.
BU COĞRAFYANIN LİDERE İHTİYACI VARDIR
Bu coğrafya Osmanlı İmparatorluğunun denetiminde iken tabiri caizse Osmanlı buraların abisi konumundaydı ve buraları kollayıp gözetiyordu. Osmanlının ortadan kaldırılması, parçalanması ile birlikte ortaya 23 tane devlet çıkarıldı ve bu devletleri kontrol etmek daha kolay hale geldi. Emperyalizm hiçbir zaman boş durmuyor. Özellikle bölgenin abisi konumunda olabilecek Türkiye hiç boş bırakılmıyor. Osmanlı yıkıldıktan sonra bölgede büyük bir güç halinde bulunan Türkiye, Mısır ve İran üzerinde Emperyalizm sürekli olarak oyunlar oynuyor. Allah rahmet eylesin sayın Necmettin Erbakan hocamız Siyonizm hakkında bir şey yapacaksanız önce Siyonizm hakkında bilginizin olması gerekir derdi. Siz eğer karşıdaki rakibinizi, düşmanınızı tam manasıyla tanımazsanız bir fikir üretemezsiniz. Bunlar iyi insanlar, bunlarla dost olalım, işbirliği yapalım, ortak çıkarlarımız olsun derseniz eğer yakın zamanda olduğu gibi Suriye ile Türkiye’yi birbirine düşürmek için ellerinden geleni yaparlar. İslam ülkelerinin bir yere gelebilmesi için bir defa kendilerine bir lider, bir önder, abi seçmeleri gerekir. Gelişen dünya içerisinde şu an itibariyle buna bir isim koymak mümkün değildir. Allah rahmet eylesin, Necmettin Erbakan hocamız onbir aylık iktidar dönemi içerisinde İslam Birliğini kurma adına çok büyük bir mücadele vermiştir. D-8’lerin bir araya gelmesi ile İslam Birliği kurulmuş olsa, Askeri anlaşmalar yapılmış olsa, avro’da olduğu gibi ortaya bir İslam Dinarı çıkarılarak ortak bir para birimi oluşturulsa bugün belki Amerika’nın çöküşünü izliyor olabilirdik. Çünkü Amerika şu anda para satarak ayakta durabilen bir ülkedir. Amerika tüm dünyayı karşılıksız para basma konusunda ikaz ederken kendisi bunu ihlal ederek, sürekli olarak para basmaya ve satmaya devam ediyor. Amerika’nın kontrol altına alınabilmesi için İslam dinarına mutlaka geçilmesi gerekiyor.
ORTAK DEĞERLERİMİZ ALTINDA BİR ARAYA GELEBİLİRİZ
Biz Saadet Partisi olarak ortak değerlerimiz konusunda bütün partiler ile bir araya gelip oturup düşünebiliriz. Bizim zihniyetimizde oyunu sadece biz oynamayız, oynayacağımız oyunun senaryosunu da biz yazarız. Şu anda özellikle iktidar partisinin belediye başkanları atanmış memur konumundalar. Sadece kendilerine verilen görevleri yapıyorlar ve fotoğraf çektiriyorlar. Bunların dünyasında halk yoktur, kendi gelir ve giderleri ile kendi arazilerinin, ailelerinin, kendileri ile işbirliği halinde olanların konumu vardır. Önümüzdeki yerel seçimlerde bu partilerin adaylarını Gaziantep’teki arazi ve sermaye zenginleri belirleyecektir. Bizim partimizin belediye başkanı adaylarını ise halkımız ve partimiz belirleyecektir. Şu anda belediyeler tamamen emlak bürosu gibi çalışıyor ve bunu bize vatandaşlarımız söylüyor. Milli Görüş zinciri partilerinde ve şu anda da bu zincirin devamı olan Saadet Partisi düşüncesinde tek tip insan yapma, yaratma ve şekillendirme lüksü yoktur. Biz herkesi olduğu gibi nasıl düşünüyorsa öyle kabul ederiz. Ülkemiz için, vatanımız için, milletimiz ve İslam alemi için ortak payda da neler yapabiliriz biz bunun peşindeyiz.
YÜZDE BİRLE, YÜZDE DOKSANDOKUZA HÜKMETME ZİHNİYETİ YANLIŞTIR
Büyükşehir Yasası başlı başına bir muammadır. İktidar tarafından bakarsanız gelmiş geçmiş en iyi kanun, muhalefet tarafından bakarsanız ayrıştırmaya gidiliyor deniliyor. Hükümet sürekli olarak kanun çıkartıyor, kanunları yeniliyor ancak toplum hala huzursuz ve gergin. Büyükşehir yasası rakamlarla oynayarak daha fazla oy alma adına çıkartılmış bir kanun olup %1 ile %99’a hükmetme zihniyetidir. 1980 öncesinde uygulanan nispi temsil sistemi olsa ve tüm Türkiye’de alınan oyların tamamına milletvekilliği verilmiş olsa en azından o partiye verilen oylar boşa gitmemiş ve o partiye oy veren kitle mecliste temsil edilmiş olur. Şu anki sistemde %10 oy oranının altında bulunan bütün partiler saf dışı kalıyor. 4 tane %9 oy alan parti olduğunu düşünün ve bunların toplamının %36 olduğunu düşünürsek bu partilere oy veren %36’lık bir kitle yok sayılmış oluyor. Hükümetin daha fazla oy alma anlamında çıkarmış olduğu bu yasa önümüzdeki süreçte kendi başına bela olacak ve bir çok yerde oy kaybına uğrayacaktır.
MARKA ŞEHİR OLMANIN STANDARTLARI VARDIR
Türkiye’de şuanda uygulanan sistem farz etki var, farz etki zenginsin sistemi yürüyor. Ortada herhangi bir para ve rahatlık yok ama varmış gibi lanse ediliyor. Gaziantep içinde sürekli olarak marka yakıştırması yapılıyor. Farz etki marka şehirsin deniliyor ancak marka şehir olabilmek için standartların çok yüksek olması gerekiyor. 4 tane lüks araba, 10 tane gayrimenkul satıldı diye veya iki tane yol, park yapıldı diye marka şehir olunmuyor. Bir milyon yedi yüz bin nüfusu olan bir şehirde sadece bir yere bakarak marka şehir olduğunuzu söylüyorsanız ve bu yerde sadece Gaziantep’in %10’unu teşkil ediyorsa ortada bir sorun var demektir. Gaziantep’in %90’nına baktığınızda iş bulamayan, cinnet geçirme ve boşanmaların artış gösterdiği, eğitimin dibe vurduğu bir durumla karşı karşıya kalıyoruz.
KENTSEL DÖNÜŞÜM, RANTSAL DÖNÜŞÜM OLMUŞTUR
Kentsel dönüşüm masaya yatırılarak rantsal dönüşüm haline getirilmiştir. Devlet ve Belediyeler zenginden alıp fakire vermeleri gerekirken, bu hükümet döneminde sürekli olarak fakirden alıp zengine verilmektedir. Kentsel dönüşüm aşamasında zor şartlarda yaşayan insanların mağdur edilmeden daha rahat bir hayat seviyesine ulaşmaları gerektiğini düşünüyorum. İki ve üç ailenin oturduğu çok katlı evleri alıp bu ailelere verilen paralar ile ancak bir daire satın alınabiliyor. Ben bir çok aileler biliyorum ve hepsi çok ciddi mağdur edilmiş durumda. Ev sahipleri, arsa sahipleri mağdur edilirken, kentsel dönüşüm adı altında buralardan ciddi rantlar sağlanmaktadır. Belediyelerin görevi halkın sırtından para kazanmak değildir, vatandaşa hizmet etmek, yardım etmektir. Belediyeler emlakçı dükkanı gibi çalışmaya başladı. Bıraksınlar emlakçılığı belediye hizmetleri versinler.
AK PARTİNİN ALTERNATİFİ SAADET PARTİSİDİR
Bu iktidarı alternatifsiz olarak ortaya koymak, mevcut iktidarın alternatifi olmadığını söylemek tamamen yalandır. Tabiri yerinde ise alternatifi olmayan tek şey Cenab-ı Allah’tır. Herkesin olduğu gibi AK Partinin de bir alternatifi vardır. AK Partinin alternatifi ne MHP, ne de CHP’dir. AK Partinin alternatifi Saadet Partisi’dir. Eğer Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi olsaydı son on yılda AK Parti %34 oylardan, %50’lere çıkmazdı. Bu aşamada muhalefetin kendini masaya oturup eleştirmesi gerekir. Orijinal Milli Görüşçü olmak çok farklı bir şeydir. Günümüzde her şeyin olduğu gibi Milli Görüşçülerin de çakması ortaya çıkmıştır. Milli Görüşçü olmak başkalarının vermiş olduğu senaryoyu oynamak değildir, kendi senaryosunu yazıp oynamaktır. Sayın Başbakan vicdanının sesini dinlediği zaman Milli Görüşçü gibi konuşuyor, ancak kapalı kapılar ardında oluşturulan senaryoyu oynamak zorunda kaldığında Milli Görüş çizgisinden çıkıyor. Libya örneğinde olduğu gibi NATO’nun orada ne işi var derken iki gün sonra gemilerimizi gönderiyoruz. İsrail’e one minute derken üç ay sonra bu zamana kadar yapılmamış olan anlaşmalar yapılıyor. Suriye ile kanka durumunda iken, neredeyse sınırların kaldırılması gündemde iken birdenbire ne oluyor da düşman olunuyor. Dolayısıyla hükümet konuşurken vicdanına göre konuşurken Milli Görüşçü gibi konuşuyor ancak önlerine konulan ev ödevlerini uygulamak zorunda kaldıklarında ise dış güçlerin etkisinde kalıyor” dedi.
Kamalı, 6 Ocak’ta düzenlenecek olan “Ne Füze Ne Gözyaşı” mitingine tüm Gazianteplileri davet etti.