2020 Yılını Sağlık Çalışanları olarak ilan eden Narkoz Sağlık Dergisi Yeşilçam’ın Yıldızlarını 2021 yılının ilk günlerinde sağlık çalışanlarıyla buluşturdu.
Yeşilçam’ın Çocuk yıldızı Sinema ve dizilerin başarılı oyuncusu, seslendirme sanatçısı Parla Şenol 2021 Yılının ilk günlerinde sağlık çalışanlarıyla buluştu. SELENA dizisinde canlandırdığı Müstesna karakteriyle gönüllerde taht kuran Parla Şenol izleyenlere Müstesnayı da canlandırdı. “Allah’ım sen benim keçilerime mukayyet ol” diyerek yine güldürdü.
Sinemanın efsane isimlerinden Parla Şenol, Narkoz Sağlık Dergisi instagram @narkozsağlik hesabından canlı olarak yayınladığı, Gazeteci Mezine Sırakaya’nın hazırlayıp sunduğu Sağlıklı Sohbetler Programının konuğu oldu.
Yoğun ilgi gören programa katılan konuklar Parla Şenol’u çok sevdiklerini ifade ederken, Şenol Sırakaya’nın sorularını yanıtladı.
İşte O Muhteşem Sohbet:
Türk sinemasındaki ilk yıllarınızı hatırlıyor musunuz?
Hatırlamaz olur muyum o yıllarda ilk baleye başladığımda 3 buçuk yaşındaydım 4 buçuk yaşında ilk bale resitale çıktım, akabinde ilk filmimi çevirdim. Benim bütün ailem sanatla ilgilenen insanlar olduğu için zaten bu dünyaya çok aşinaydım, o günleri de gayet güzel hatırlıyorum. Önemli bir pozisyona gelmiştim. Kameralar üzerimde herkes bana dikkat ediyor. Başarıyorum, seviniyorum, eğleniyorum kamera arkasında çok mutluydum çok eğlenirdim hep benim sevdiğim bir dünya oldu. Özellikle başlangıçta sinema; çünkü ilk sinema ile başladım. Bale gazino sahneleri onu daha çok sevdim galiba. Çünkü orada kendinizi daha iyi ifade ediyorsunuz hem müzikle hem dansla hem oyunculukla.
Beraberinde uzun bir süre sahnelerde de yer aldınız, çok fazla 45 lik çıkardınız ayrıca Boğaz içi Üniversitesinden Psikoloji bölümü mezunusunuz, aslında bir yerde de sağlıkçı da olmuş oluyorsunuz. Mesleğinize katkısı oldu mu?
Evet! işte ben o sağlık konusunu kendime, aileme ve yakın çevrem uyguluyorum. Çok doğru bir noktaya parmak bastınız. Mutlaka olmuştur; insanı canlandırdım, insanın ruh hallerini canlandırdığım için doğaldır ki o ruh hallerini anlamaya ve anlatmaya çalışıyordum. En küçük yaşımda bile bunu dediğimi hatırlıyorum öyle olunca insana çok büyük bir enerji duymaya başlıyorsunuz. Bende bu ilginin peşinden psikoloji okuyarak koştum. Bazı açılardan pişman olduğumu söyleyebilirim benim dönemimde o alanda çalışacak çok fazla imkân yoktu. Bir de zaten ben insanı seven ve ilgi duyan bir yapıya sahiptim psikoloji okuyunca daha çok herkesin her şeyini anlamaya kırmamaya çalışıyorsunuz bu birazcık hırpalayıcı oluyor ama.
Sinemaya 5 yaşında başladınız ve birçok usta oyuncuyla başrollerde oynadınız. Bazıları aramızdan ayrıldı. Sizin o yıllarda unutamadığınız, aklınızdan hiç çıkmadığınız bir film ve oyuncu var mı?
Bunu söylemek birazcık zor! Tek seçemem ama en çok sevdiklerim diyebilirim. ERKEK ALİ , Atıf YILMAZ filmidir. Eşref KOLÇAK, Sevda FERDA, “BANA ANNEMİ ANLAT”, Filiz AKIN, Fikret HAKAN, Osman SEDEN filmidir. Zafer DAVUTOĞLU asistanlığında PAYLAŞILMAYAN SEVGİLİ, EKMEK PARASI, Ülkü ERAKALIN rahmetli ÜLKÜ SENAR ile AVARE YAVRU ve FİLİNTA KOVBOY.
Geçmişten bugüne bakarsak Türk sinemasını nerede görüyorsunuz?
Ben hiçbir sektörü bulunduğu o ülkeden ayırarak soyutlayarak değerlendirmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Türk sineması da Türkiye Cumhuriyetinin içinden geçtiği sosyolojik, siyasi, psikolojik evrelerden daima katkı alarak ve katkı vererek devam etmiştir. 1968 harekâtı sonrasında tüm dünyada ki eğilimler doğrultusunda daha farklı içerikler oldu. Ondan önce Amerikan sinemasının aileyi birleştirici tavrında ki (Happy End) mutlu sonlarla yarattığı aile filmlerinden etkilendi.
Şimdi televizyondan ve sosyal medyadan çok etkilenmiş bir Türk sineması buluyoruz. Bunlar genellemeler ama bütün bu genellemelerin içinde her dönem çok başarılı çok kendine özgü filmler olduğunu inkâr etmek mümkün değil. Bu anlamda bakıldığında Türk sinemasını ben başarılı görüyorum. Dönemin koşulları altında yürüyen bir sinema ama çok güzel örnekleri de hayatımıza katan bir sinema, özellikle oyunculuklar giderek ilerledi şimdi. Ben oyunculukların biraz monotonlaştığını düşünüyorum ama oda değişecektir. Her şey gibi sinemada bir değişim içinde bence.
Sinema severler Ayşecik ve sizin üzerinize çocuk star gelmediğini düşünüyorlar. Buna Ne diyorsunuz?
Ben bu konuda mütevazi olmayacağım. Evet! Ben bu yorum üzerine şöyle bir şey söyleyeyim star başka bir şey çocuk oyuncu başka bir şeydir. Zeynep ve benim starlığımla yarışan oldu starlık seviyesine eriştiler; ama biz ilkler olduğumuz için daha farklı bir yerde kaldık. Çocuk star yetişmedi. Tabi YUMURCAK var ÖMERCİK var AFACAN VAR GÜLŞAH var ama onun dışında üzerine üç film çevrilmiş üzerine senaryo yazılmamış kalıcı olmamış isimlere de star deniliyor hayır star öyle bir şey değil. Star; kalıcı olacak üzerine özel konu yazılacak çok meşhur olacak bu öyle kriterler var.
Su an dizi çekimi var sinemalar var projeler muhakkak vardır. İnanılmaz dolu bir insansınız baleden tutun sahnelerden tutun seslendirme sanatına kadar.
Seslendirmede en çok sevdiğiniz karakter hangisidir?
Seslendirmede GERÇEK CANAVAR diye bir animasyon filmi vardı, orada OBLİNA diye bir seksi bağırsak kurdunu seslendirmiştim. Onu çok sevdim. Birde pamuk prensesin cadılarını ben seslendirdim.
Ne güzel gülüyorsunuz. Hep böyle misiniz?
Ben gülmeyi çok seviyorum. Çünkü ben hayatı çok seviyorum, çokta güzel sayılabilecek bir hayat yaşadım. Tabi ki benimde çok tatsız anlarım acılı dönemlerim oldu ama merakım hiç bitmedi. Anı yaşamaya çalışıyorum. Kalıcı değil hayat anın kıymeti bilmek lazım. Her zaman mutlu olmayı tercih ediyorum, beni yıkacak koşullar olmadığı sürece mutlu olmayı tercih ediyorum
Oyuncu olmak isteyen sinema tiyatro öğrencilerine, iyi bir oyuncu olmaları için tavsiyeniz ne olur?
Her şeyden evvel merak çok çok önemli ve bu merak önce kendinizi merak ederek başlayacak. Duygularınız tepkilerinizi o verirken vücudunuzda hangi kasların oynadığını, bedeninizi merak edeceksiniz. Bununla ilgili öğreneceksiniz. Sonra etrafınızda olan her şeyi merak edeceksiniz. Bir kez bu bilgileri edindikten sonra teknik bilgileri de elde etmeye çalışacaksınız ve bunların hepsinin harmanı olacak. Bazı insanlar vardır doğal yetenektir, hiçbir şeye ihtiyaç yoktur oynar. Bazı insanlar vardır, yeteneği gömüktür aldığı bir takım malzemelerin desteği ile çok güzel oyunculuklar ortaya çıkarabilir. Sevsinler merak etsinler çalışsınlar.
Sahne hayatınızdan bahsedebilir misiniz?
Konservatuarda bale öğrencisiyken 5 sene boyunca solfej dersi aldım. Çok iyi bir öğrenciydim. Müziğin teorisini çok iyi biliyordum. Babam zaten orkestra şefi ve şarkıcıydı. Babamla hazırlanarak, annemle kostümleri dikerek bir repertuar hazırlayarak sahneye çıktım. Sahneyi çok sevdim yaptığım bütün işlerden çok fazla sahneyi sevdim.
Çok sevdiğiniz halde sahneyi neden bıraktınız?
Okula zarar vereceği için bu teklifi kabul etmedik. Afiş kavgaları oluyordu benim vizyonuma hayata bakış açıma hitap etmeyen insanlarlaydım. Sahnenin üst kısmını seviyordum. Belli bir süre sonra burada ne işlim var demeye başladım. Tamda o sırada eşimle tanıştım sahneyi bırakmamın bahanesi oldu.
Parla Hanım Sağlık Çalışanlarına Mesajınız Var mı?
Çok özverili canla başla çalışıyorlar. Mesleklerinin gereği bu ama bu gereği gayet iyi yerine getiriyorlar, tabi ki çok şey borçluyuz onlara tekrar tekrar teşekkür ediyoruz. İnşallah bu pandemi bittiğinde onları çok güzel, çok mutlu çok rahat günler karşılasın.