Hepimizi şok eden bir olay yaşadık birkaç gün önce; Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Sevilay Çete Kale kaçırıldı ve öldüresiye dövüldükten sonra hastaneye götürülmek üzere bir taksiye bindirildi.
Kale, gözlerini bir hastane odasında açarken biz yaşananlara anlam veremiyor, herkes olup biteni farklı alğılıyor, farklı yorumlar yapıyordu, öylesine konuşuyordu. Yıllardır tanırım kendisini, sevdiğim bir dostum ablamdır. Toplumsal olaylara karşı özellikle de bu ülkede yaşayan kadınların sorunlarına karşı duyarlıdır ve her platformda kadınların sesi olmaya çalışır. Yine kadın şiddetine verdiği bir sesti onu bu sürece sürükleyen.
Söz konusu Kadına Şiddet olunca durup düşünmek, bir yerde birlik olmak lazım. Olup biteni anlamak ve acısını paylaşmak için hastanede ziyaret ettik kendisini…
Gördüklerim içimi o kadar acıttı ki! Bu toplumsal bir travmaydı. Her yönüyle başka bir dram..
Olayla ilgili dudaklarından dökülenler; “vücuduma inen her levye darbesinde evlatlarım için ölüyorum, en azından onlara bir şey olmayacak” sözleri, derin bir yara oldu yüreğimde.
Maalesef Sevilay Kale’ye her inen levyenin ve her darbenin perde arkasında yine bir kadına şiddeti vakası yatıyordu.
Sevilay Hanım o günü anlatırken gözleri doluyor;
“Üç kişi iş yerimi bastı. Camları kırdılar. Kızımın başına levye ile vurdular. O arada kızım sekreterimizi kurtararak kaçmasını sağladı ve polisi ara diye bağırdı. O arada beni zorla arabaya bindirmeye çalıştılar. O sırada inşaat işçileri ve etraftakiler olayı görmesine rağmen yardım etmediler sadece seyrettiler. Tabii karşı koyamadım beni zorla bindirdikleri araçta dövmeye başladılar. Neresi olduğunu bilmiyorum. Beni 40-45 dakika uzaklıkta bir mesafede bir boş araziye götürdüler. Bir ağaca bağladılar ve levye ile defalarca vurdular. Tüm bu yaşadıklarımın sebebi şiddet gören bir kadın! Oğlumun yanında çalışan bir işçinin eşine uyguladığı şiddetten dolayı benden yardım istediler. Kadının eşi, eşinin babası ve eşinin bir arkadaşı hepsi madde bağımlısıydı. Ancak şiddet gören eş sığınma evine müracaat edip evden gidince eşini ve çocuklarını göremeyen şahıs, olaydan beni sorumlu tutmuş. Olayın temel sebebi bu ne yazık ki…
Baba, oğul ve üçüncü bir şahıs bana levye ile defalarca bu yüzden vurdular. Şiddet gören bir kadına yardımcı olmanın cezası da şiddet görmekmiş. Sonra beni döverken zorla bir senet imzalattılar ve oğlumun arabasını istediler. Ben de bunun üzerine; “ölürsem yada çocuklarıma bir şey olursa bu senedi ödemem” dedim. Her levye vuruşlarında oğluma, kızıma evlatlarıma bir şey olmasın, onların yerine ben öleyim. Ne olursa bana olsun yeter dedim. Çocuklarıma bir şey olmasın!
Sonra beni tekrar arabaya bindirdiler. Uzun süre ilerledikten sonra bir taksiye koyup, “Bunu bir hastaneye götür” deyip gittiler. En acısı da Taksici bana dönüp “Abla parayı kim ödeyecek” diye sormasıydı. Kanlar içinde can çekişirken bir insana, bir kadına yardımcı olmak yerine parayı kim ödeyecek sorusu da başka bir şiddetti benim için..
Derin bir sessizlik ve yaşadığı korku dolu anlar…
Odada ki hiç kimse bunun üzerine söyleyecek bir söz bulamadı. Sustuk. İnsanlığın geldiği nokta.
Zorbalar tarafından kaçırılan bir kadını seyretmekle yetinen insanlar, Parayı kim ödeyecek diyen bir taksici, Madde bağımlısı üç saldırganın kadına uyguladığı şiddet. Toplum olarak bananeci davranmanın bedelini er ya da geç öderiz. Bu kadar duyarsız, vurdumduymazlık olmaz. Bu gün Sevilay ablamızın başına gelenlerin, yarın sizin başınıza gelmeyeceğinin garantisi yok.
Gaziantep Emniyet ekiplerinin dört koldan çalıştığını ifade eden Kale, polislerimize de ayrıca çok teşekkür etti. Bunu da buradan söylemek isterim.
Şehir eşkiyaları… Hep diyoruz ya Madde Bağımlılığı bu ülkenin en büyük sorunlarından biri..
Her ne sebep olursa olsun, bir kadına kaldırılan el acizliktir, insafsızlıktır, onursuzluk şerefsizliktir. Bunun başka tarifi varsa söyleyin. Gördüğüm manzara ve duyduklarım karşısında sanırım bir müddet kendime gelemem. Böyle bir canilik olamaz.
Kadına yönelik yaşanan şiddetin psikolojik nedenleri araştırılmalı. Türkiye’de her 100 kadından 45’i şiddet görüyor. Kadına Yönelik Şiddetin caydırıcı cezalarla azalması beklenirken her gün gazete sayfalarında yeni bir kadına şiddet vakası görüyoruz. Kadına Şiddetin arkasında nasıl bir psikolojik neden var ki bu durum bir türlü önlenemiyor onu da anlamakta güçlük çekiyorum.
Peki nasıl çözeceğiz? Kadına Şiddet nasıl önlenecek? Bir kadın diğer bir kadına yardım etti diye hiçbir ilgisi olmamasına rağmen, uygulanan bu canice saldırı, onların yanına mı kalacak?
Kadına şiddet olaylarında cezalar daha çok arttırılmalı diyoruz ya sanırım başlı başına bu da çözüm değil. Eğitim şart! İnsan olmanın gereğini bilmeyen bir insandan, insanlığa fayda gelmez. Asıl önlenmesi gereken CEHALET!
Kendi çocuklarına, eşine faydası olmayan, toplumda terör estiren bu caniler mümkünse ebediyen içeride kalsın! Islah edilmesi gereken ve uyuşturucu madde kullanan binlerce madde bağımlısı var bu ülkede!
Neyse ki Sevilay ablamızın hayati bir tehlikesi yok. Gördüğü bu şiddet kendisinde derin yaralar açtı elbet. Ancak aramızda olması benim için çok önemli. Kadına Şiddete hayır diyor yaşanan bu olayı esefle kınıyorum.