Yabancı Para Hayranlığı: Türkiye Ekonomisini Sarmalayan Tehlike
Türkiye’de dövize olan aşırı talep, ekonomiyi giderek daha fazla zorlayan bir sorun haline geldi. Özellikle enflasyonun yükselmesiyle birlikte bireylerin ve işletmelerin dövizle borçlanma veya döviz biriktirme eğilimi artıyor. Bu durum, ekonomik bağımsızlığı zedelerken yerli para birimine olan güvenin kaybolduğunu gösteriyor. Daha çarpıcı olan ise bu talebin, toplumun en temel sosyal etkinliklerine kadar yansıması. Kadın günlerinin dahi dövizle yapılması, dövize olan bağımlılığın nasıl derinleştiğinin açık bir göstergesi.
Türkiye’de bireylerin ve işletmelerin dövize yönelmesinin en temel nedeni, yükselen enflasyonun yerli para biriminin değerini hızla düşürmesidir. Özellikle bazı ekonomistlerin belirttiği gibi, vatandaşlar aslında bir “yabancı para hayranlığı” içinde değil, kendi çıkarlarını koruma güdüsüyle dövize yöneliyor. Yüksek enflasyon ortamında, bireyler ve işletmeler Türk lirasının alım gücünü kaybetmesi nedeniyle döviz üzerinden işlem yapmayı veya birikimlerini dövizde tutmayı tercih ediyor. Bu rasyonel bir davranış olarak görülse de ekonomik bağımsızlık açısından büyük riskler barındırıyor.
Dövize olan bu talep, bir hayranlıktan çok zorunluluk olarak ortaya çıkıyor. Özellikle TL’nin değer kaybetmesi karşısında bireylerin sermayelerini koruma çabası, döviz işlemlerini artırıyor. Bu durum, döviz kurlarındaki dalgalanmalarla birlikte bireysel bütçeleri olduğu kadar ülkenin genel ekonomik yapısını da sarsıyor. Ancak dövizden ziyade bu tip durumlarda değerli madenlerden olan altına yönelmeleri daha doğru olacaktır.
Yabancı para birimlerinin kullanımının sadece ticaret ve finansla sınırlı kalmadığını, günlük sosyal hayatın içine kadar girdiğini görmek oldukça şaşırtıcı. Özellikle vurguladığım gibi, artık kadın günlerinde bile dövizle borçlanma yapılıyor. Bu durum, toplumun her kesiminde dövize olan talebin ne kadar derinleştiğini gözler önüne seriyor. Geleneksel olarak sosyal bir etkinlik olan kadın günlerinde bile dövizin kullanılması, dövizin sadece ekonomik bir araç olmaktan çıkıp toplumsal bir güvence haline geldiğini gösteriyor.
Özellikle dikkat çektiğim gibi, bu durum bir sarmal oluşturuyor. Dövize olan talep arttıkça, yerli para biriminin değeri düşüyor ve daha fazla insan dövize yöneliyor. Bu kısır döngüde Türk lirası giderek değer kaybediyor ve dövize olan bağımlılık artıyor. Eğer bu sarmal kırılmazsa, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı ciddi bir tehlike altına girebilir.
Yabancı para birimleriyle egemenlik kaybı oluşuyor; bir devletin temel unsurlarından biri olan para birimi, o ülkenin egemenliğini temsil eder. Bir ülke kendi para birimine güven duymadığında, ekonomik bağımsızlığını da kaybetmeye başlar. Eğer TL’nin yerini tamamen döviz alırsa, Türkiye’nin ekonomik egemenliğinden söz etmek imkânsız hale gelir. Devletin kontrolü altındaki bir para birimi, ülkenin ekonomik gücünü ve bağımsızlığını korumanın en önemli unsurlarından biridir. Bu nedenle, dövize olan aşırı güvenin kırılması ve yerli para biriminin yeniden güçlendirilmesi gerekmektedir.
Dövize olan bu yoğun talep, bazıları için “yabancı para hayranlığı” olarak nitelendirilse de birçok kişi için bu talep, ekonomik bir zorunluluktan kaynaklanıyor. Enflasyonist bir ortamda bireyler ve işletmeler, yerli para birimindeki değer kaybına karşı korunma amacıyla dövize yöneliyorlar. Her ne kadar dövize yöneliş rasyonel bir davranış olsa da, bu rasyonellik, uzun vadede Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını tehdit ediyor.
Bireyler dövize yönelerek enflasyondan korunmaya çalışırken, dövize olan talep arttıkça yerli para birimi daha fazla değer kaybediyor. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik sistemini dışa bağımlı hale getiriyor ve ekonomik istikrarı tehlikeye atıyor.
Dövize olan bu bağımlılık, Türkiye’nin ekonomik geleceği için büyük bir risk taşıyor. Bu riskten kurtulmanın yolu, yerli para birimine olan güvenin yeniden tesis edilmesidir. Bunun için atılması gereken adımlar, enflasyonla etkin bir mücadele, dövize olan talebi azaltacak para politikaları ve yerli üretimi teşvik eden ekonomik reformlardır. Türkiye’nin ekonomik kalkınması ve bağımsızlığı için Türk lirasının değerini artıracak politikaların uygulanması şarttır.
Özellikle TV’lerde ve medyada dövizlerin sıkça konu olması, neredeyse 24 saate varan bir şekilde döviz reklamı yapılması da insanları endişeye sevk eden bir konu olmaktadır.
Sonuç olarak, dövize olan talep bir hayranlıktan ziyade ekonomik bir zorunluluktan kaynaklanıyor olabilir, ancak bu durumun uzun vadeli etkileri büyük tehlikeler barındırıyor. Türkiye’nin dövize olan bağımlılığını azaltması, yerli para birimine olan güveni yeniden inşa etmesi, enflasyonu kontrol altına alması ve güçlü bir ekonomik politika izleyerek bu sarmaldan kurtulması gerekiyor. Aksi takdirde, yabancı para birimlerine olan aşırı talep, Türkiye’yi ekonomik açıdan daha kırılgan bir hale getirebilir.
Sağlıcakla kalın…
Mehmet Emin TATLI
Gaziantep Haberler Gaziantep Sağlık Son Dakika News
Gaziantep Haberler
Son Dakika, Gaziantep haberleri, Gaziantep ile ilgili son haberler, Gaziantep gündem haberleri, Gaziantep son gelişmeler bu sitede…
