Yavuz Ağıralioğlu: Türkiye’nin en büyük sorunu, sorunları konuşmamaktır
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Gaziantep ziyaretinde önemli açıklamalarda bulundu. Ağıralioğlu; Anahtar Parti’nin yüz altmıştan fazla parti arasında kurulmuş bir parti olmadığını, Anahtar Partiyi memleketi umutsuzluktan umuda, fakirlikten zenginliğe, zulümden adalete taşımak için kurduklarını söyledi.
Ağıralioğlu, “İTİRAZIMIZ var, Yolsuzluğa, şatafata, lükse harcanan paraların emekliden, dar gelirliden esirgenmesine itirazımız var. Sanayiciye parmak sallayan, sanayici itiraz edince sanayicinin itirazına, yargı yolunu ima eden yönetim daralmasına, yönetim tahassubuna itirazımız var. Çocukları yurt dışına gidince giderlerse gitsinler diyen vurdumduymazlığa itirazımız var” dedi.
Türkiye’nin en büyük sorunun, sorunları konuşmamak olduğunun altını çizerek, Recep Tayyip Erdoğan‘a “Sen bedel ödeyerek buralara geldin. Şiir okudun diye zindana atıldın. Senin yönettiğin ülkede şiir okuyanlar zindana atılmasın diye millet sana oy verdi” dedi.
ANTEPLİ NOHUT DÜRÜM YİYEMEZ DURUMDAYSA SİYASET İŞİNİ YAPMIYOR DEMEKTİR
Ağıralioğlu, “Vazgeçenlerin şehrinde değiliz, Gaziantep’teyiz. Antepli misafir ağırlamayı, misafirlere ikram etmeyi bilen bir şehirdir. Yaşattığınız şartlarda insanlar artık misafir ağırlayamayacak hale gelmişse, nohut dürüm yiyemeyecek duruma gelmişse, ciğer dürüm yiyemeyecek duruma gelmişse, misafirlerine dolu dolu ikram edemeyecek duruma gelmişse, köylerini terk etmiş, kirasını zor ödediği şehirde yaşamından, canından bezmişse, siyaset şehidine, şühedasına vazifesini yapamamış demektir.
SORUNLAR ARTIK SACEDE ANTEP’İN DEĞİL TÜM TÜRKİYENİN SORUNU HALİNE GELDİ
Şehitkâmil’in, Şahin Bey’in torunlarının zor zamanda yapabildiklerine kendimizi adayarak, onların aziz hatıralarına şahsiyetimizi, sözümüzü yaslayarak başlıyoruz. Gaziantep her şehrimiz gibi, sorun diye sayılanların mesuliyetimize yükledikleriyle, başlamak istediğim bir zeminin şehri olsun. Burada Antep’in sorunu diye saydıklarınızın hiçbirisi artık sadece Antep’in sorunu değil. Rant sadece Antep’in sorunu değil. Plansızlık sadece Antep’in sorunu değil. Şehirde trafik, şehirde güvenlik, şehirde bozulan demografi sadece Antep’in sorunu değil. Şehirde uyuşturucu bağımlılığı, 9 yaşına düşmüş uyuşturucu bağımlılığı, burada evlatlarının kaygısı olan anneler babalar sadece Antep’te değil. Gençlerimizin işsizliği sadece Antep’te değil. Sanayicimizin derdi, yüksek faiz altında üretim yapabilme gayreti, bu gayrete rağmen direnemeyenlerin teslimiyeti sadece Antep’imizde değil. Esnafımızın siftahsızlığı, satın alma gücümüzün azlığı, övünü övüne ekleyemez geçim darlığı sadece Antep’in sorunu değil. Üniversitelerimizin, okuyan çocuklarımızın barınamazlığı, evleneceklerin geçinemezliği, evlenmeye niyeti olanların evlenememişliği, bir ev alsa borcunu ödeyemez, bir ev kiralasa kiraya imkanı yetmez insanların zorluğu sadece Antep’in değil. Çalışanların, çalıştıklarının hak ettiğini almayı murat ettiği halde alamayanların, aldıklarıyla geçinemeyenlerin, köylerini terk edip şehire sığınıp şehirde aileleriyle yaşamaya çalışanların derdi sadece Antep’te değil. Boşalan köylerin, ekilmez tarlaların, hasatta harmanda bereketi kalmamış ovaların derdi sadece Antep’te değil. Adalet beklentisi var sadece Antep’in değil. Teşvik programlarında sıkıntı var sadece Antep’te sorun değil. Belli markaların, belli işlerin uzun yıllar bayraktarlığını yapmış bu şehirde yanlış teşvik programlarıyla kaybedilmiş sektörler sadece Antep’in değil. Organize sanayi bölgesinde çalışan insanların ulaşımdan altyapıya, ticaretten uluslararası imkanlarına kadar daralan sıkışan sorunları sadece Antep’in değil.
MEMLEKETİN KİLİT SORUNLARINA ANAHTAR OLSUN DİYE BİR İRADE KOYDUK ORTAYA
Soruların, sorunların peş peşe eklenebildiği bu memleket panoramasında Antep’e ait olan bir şey var. Memleket zorda, bu zor zamana kavuşacak evlatları var Antep’in. 100 yılın başında olduğu gibi dedelerinizin yaptığı gibi yine memleketi sarıp sarmalamak mesuliyetini taşıyacak gönüllü evlatları var. Burada Şahin Bey’in, burada Şehit Kamil’in, burada Şehidin Şüheda’nın bize bir vatan bırakmış gitmiş aziz hatıralarına hürmetle yeniden başlamaya niyet etmiş bir adanmışlık duygusu var. Bu adanmışlık duygusuna bir memleket mücadelesine başladık. Memleketin kilit sorunlarına anahtar olsunlar diye bir irade beyan ettik. Millet vicdanında karşılık bulsun, milletimiz sevinsin, duysun, istikbale dair ümit var. Memleketimize, vatanımıza bizden söz var. Ey vatan! Zordaysan zorunu kolaylaştıracak evlatlar var. Ey vatan! Geçinemiyorsan geçimi sizin için kolay kılacak, bereketlendirecek, plan yapacak olanlar var. Ey vatan! Tarlalarından alın teri hakkını alamaz yetimlikte mahzunsa harmandaki berekete yetecek olan var. Ey vatan! Kaynakların israf ediliyorsa, imkanların suistimal ediliyorsa, güvenip arkasına düştüklerin seni unutuyorsa, hazinen yağmalanıyor, yetişmiş evlatların umursanmıyorsa, hakkın verilmiyor geçim zorluğu içerisinde yaşamana, katlanın diye sadece nutuklara, sadece nasihatlere hayatın kurban ediliyorsa, seni bu düştüğün yerden kaldıracak irade var. Ey vatan! Bin yıldır buradayız. Bin yıldır ne pusular, bin yıldır ne tezgahlar bozduk. Yine memleketin zor zamanına kavuştuk. Sizi bu darlıktan bolluğa, sizi bu umutsuzluktan umuda, sizi bu açlıktan bolluğa, sizi bu fakirlikten zenginliğe, sizi bu zulümden adalete taşıyacak irade var, cesaret var demeye geldik Antep’e. Ey vatan! Anahtar parti var.
ANAHTAR PARTİ SADECE BİR PARTİ OLARAK KURULMADI
Anahtar parti bunca partinin arasında bir parti olarak kurulmadı. Yüz altmış küsür parti kurulmuş. Yüz altmış birinci olarak kurulmadı. Anahtar parti imkanı kendisine yeter memleketin, aklı kendisine yetemeyecek siyasetten kurtulması için var. Anahtar parti doğru yönetilse sekiz yüz elli milyona yetecek memleketi seksen beş milyona kurban eden ihtirasa son vermek için var. Anahtar parti kendisine oy verenlerin değil, kendisini milletine borçlu bildiği için milletini ailesi gibi görenlerin partisi olarak var. Biz zor zamanlarda milletin bağrından çıkacak, milletle beraber güçlü yarınları inşa edebilmeye imkan bulacak, bu işleri de bir parti kavgasına kurban etmeden bir programla buluşturacak kadroyuz. Gaziantep’in nice evladı var, arkasında durmuş, bakanlar çıkarmışsınız, dualarla niyazlarla uğurlanmışlar, mebuslar çıkarmışsınız, desteklemişsiniz, sizin hislerinize bolluk bereket getirsinler diye ümitlenmişsiniz. Belediye başkanları var, övündüğünüz, arkalarında sevinçle, gururla durduğunuz, siyasi partiler ağırlamışsınız, uğurlamışsınız, nice partiler kurulmuş, Antep’in sinesinde, daha iyisi mümkündür diyen her iradeye yer var, imkan var. Yıllar yılları kovalamış, bugün kürsüye çıkan evlatlarınız size yine sorunlarınız var diye bağırıyor.
Türk milleti 100 yılın başında yaptığı kahramanlığa atıf yaparak geleceği kurtarmak yerine, bize bu vatanı teslim eden kahramanlara yakışır bir aklın bizi sorunsuz yaşatacağı memlekette buluşmak zorunda. Siyaset geçmişte ne güzel ölmüştük, geçmişte ne kahramanlıklarımız vardı demekten daha anlamlı işler yapmak zorunda. 100 yılın başında nasıl ölmüştük diyerek çocuklarımızın ufkuna yeni hedefler koyamayız. İkinci yüzyılın başında Antep’e şehide şühedaya layık olacak bir yönetim maharetiyle seslenmeliyiz. İhracat rekorlarından bahsetmeliyiz. Marka patent başvurularından bahsedebilmeliyiz.
ŞEHİTLERE HÜRMETİNİZ VARSA ANTEP’TE HİÇ KİMSE YATAĞINA AÇ GİRMEMELİ
Şehitlerimize layık olmak için elimize her mikrofon aldığımızda aziz hatıralarına hürmet etmekle, onlara Allah rahmet etsin demekle olmuyor. Şehit Kamil’in hatırını sayacaksa siyaset, şehitlerin aziz hatırasına hürmet edecekse siyaset, bu Antep’te hiç kimse yatağına aç girmeyecek. Eğer siyaset şehidine, şühedasına, kendisine bırakılmış vatana hürmet ettiğini iddia ediyorsa bu memlekette, bu şehirde plansızlık olmayacak, haram yenmeyecek, yalan söylenmeyecek. Topraklar bereketlenecek, köyler terk edilmeyecek. Bir ülke hayalimiz var, bir memleket hayalimiz var. Düşmandan kurtulduğumuz günleri anarak değil, düşmanların bizi yaşatmak için kurdukları bütün planları fakirliğimizle savuşturmak zorunda olduğumuz bu zamanları bollukla buluşturmak zorundayız. Antep’in sıralamadaki yeri 34 ise şehidine hürmetsizlik yapılmış demektir. Antep’in ihracat şampiyonu olabilme imkanı varken bu derecelere düşmüş, belli sektörleri yurt dışına taşımak zorunda kalmışsa bu plansızlık şehide hürmetsizlik demektir. Milli mücadeleye hürmetsizlik demektir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına yüzyılına girdik. Bu karne kimin karnesi?
SİYASET, ŞEHİDİNE GAZİSİNE VE ŞEHİRLERİNE VAZİFESİNİ YAPAMAMIŞTIR
Sizi daha iyi şartlarda yaşatacağız diye bu salonda nice evlatlarınızı ağırladınız, destek oldunuz. Daha iyisi mümkündür diye sizden destek isteyen her evladınızı sevmek ve desteklemekten başka yoktu muradınız. Şimdi 2025’in bu Şubat gününde size bir memleket hayali kuralım diye, size evlatlarınıza bir memleket bırakalım diye bahsettiklerimi benden önce Tayyip Bey’den dinlediniz. Ondan önce Mesut Yılmaz’dan, Tansu Çiller’den dinlediniz. Ondan önce Süleyman Demirel’den dinlediniz. Ondan önce Adnan Menderes’ten dinlediniz. Arkaya doğru gidiyor. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne pek çok siyasi parti size daha iyisi mümkündür diye geldi. Hepsinin ortak bir vaatleri vardı. Adalet,kalkınma, enflasyonsuz bir ülke, çocuklarınıza iş, aş, işsizliğin olmadığı bir memleket. Faizin, yüksek enflasyonun emeklerinizi sömürmediği bir memleket. Çocuklarımızın yeteneklerinin keşfedilebildiği, aldıkları eğitimlerle kendilerine hayaller kurabildiği imkanları bulabilecekleri bir memleket. Şimdi biz 2025 yılında aynı şeyleri yine vaat ediyoruz. Siyaset yine vaatle huzurunuza gelmişse, siyaset şehidine, gazisine, şehirlerine vazifesini yapamamış demektir.
TÜRK MİLLETİNE 600 TL’YE ET YEDİREN YÖNETİME İTİRAZIMIZ VAR
Yolsuzluğa, şatafata, lükse harcanan paraların emekliden, dar gelirliden esirgenmesine itirazımız var. Sanayiciye parmak sallayan, sanayici itiraz edince sanayicinin itirazına, yargı yolunu ima eden yönetim daralmasına, yönetim tahassubuna itirazımız var. Çocukları yurt dışına gidince giderlerse gitsinler diyen vurdumduymazlığa itirazımız var. Çiftçiler tarlalarından ürünlerini kaldıramaz durumda. Ürünü kaldırsa seneye ekemez durumda olan feryadına duyarsız kalan, size şu kadar para veriyoruz, nankörlük ediyorsunuz diyen cüretkarlığa itirazımız var. Yüksek faiz altındayız, kaynak bulamıyoruz, bu enflasyona dayanamıyoruz diyen iş adamlarına bağıran, çağıran, had bildiren yönetim maharetlerine itirazımız var. Ülkenin kaynakları doğru yönetilse ambarları dolar, siloları dolar, sadece memlekete değil, bölgenin hakimi olarak bütün Türk dünyasına, İslam dünyasına bakar bir berekete rağmen yurt dışından hayvan, yurt dışından tarımsal gıda alan yönetim maharetsizliğine itirazımız var. Bin yıldır bu topraklardayız, buğdayın babasıyız, Anadolu’ya hayvanlarımızı önümüze katarak geldik, Türk milletine beş yüz liraya, altı yüz liraya et yeme mecburiyeti dayatan yönetim maharetsizliğine, on üç yıldır dışarıdan hayvan getirmek zorunda bırakıldığımız yönetim maharetsizliğine itirazımız var. Efendim sadece itirazımız mı var? Yüzlercesini sayabileceğim sorunların hepsi AK Parti’nin iki bin iki programında vaat olarak var. Bizim bugün size sizin vesilenizle milletimize söylediğimiz her şey AK Parti’nin memleket muhasebesinde var. Tayyip Bey 2002’de böyle bir memleket panoramasının üzerinde memleketin umutlarına kol kanat gerecek bir iddiayla Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurduğu bir vaat programı var. Tayyip Bey benim bugün söylediklerimi 2002’de Hatay’da söylüyordu. Siyasi hafızamızda hatıralarında yeri var. Yirmi üç sene gitti ömrümüzden.
SİYASETÇİLER İSTATİSTİK AÇIKLAR ANCAK RAKAMLAR KARIN DOYURMUYOR
Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki 2028’e hazırız inşallah. Diyelim ki aday olmayı başardınız ve diyelim ki aldınız. Alamayacaksınız da! Bugün sahip olmadığınız hangi kuvvet var ki 2028’de sandıkta güç arıyorsunuz. Bugün memleketi çözmek için neyiniz eksik ki sizin 2029’a kadar bizi oyalıyorsunuz. Memleketin sorunlarını çözün, millete verdiğiniz sözleri tutun ve kalın. Şayet tutamazsanız alacağız. Memleketimizin imkanları var kaynakları var. Bu kaynakları doğru yönetirseniz 85 milyona yetebilecek imkan ve fırsat var. Siyasetçiler konuşur, istatistiklerden bahseder ancak rakamlar karın doyurmaz. Ekmek büyümesi lazım. Siyasetçi konuşur, rakamlar açıklar, rakamlara baktığı yere göre imkan bulur, mazeret beyan eder. Mazeretler karın doyurmaz. 23 yıldır bu seçim olmazsa öbür seçim, olmazsa diğer seçim diye iktidarda tuttuğu tek partisiniz. 23 yıldır millet sizin verdiğiniz sözleri tutmanızı bekliyor. 23 yıldır yapamadığınız neyi yapacaksınız ki 2028 diye konuşuyorsunuz.
28 ŞUBAT’TA MEMLEKET SORUNLARI İLE KAVGA EDEN NESİLİZ BİZ
AK Parti 2002’de sadece parti iradesinde olmayan bir beklentinin üzerine düştü. 28 Şubat’ın seneyi devriyesi geliyor 5 gün sonra. Biz 28 Şubat’ta memlekette sorunlarla kavga eden nesiliz. Tayyip Bey o zamanlar belediye başkanı biz ise memleket mücadelesini, ülküsünün mürüvetini bismillahlarla zindanlarda mayalamış bir memleket evladı ile Muhsin Başkanla beraberiz. 28 Şubat’ta ifade hürriyetinin yokluğuna, demokrasinin işlememesine, seçkin bir zumrenin azgınlığına ve devleti kendisinin sanmasına ilişkin bir dayatmaya,oligarşiye, demokrasimizin yapısının bozulmasındaki o zor zamanlar itiraz edenlerdeniz. 28 Şubat sürecinde ben de 312.maddeden yargılandım, sadece ben takipsizlik aldım. O zaman da aynı hakkaniyet duygusuyla ayaktaydım. Anadolu insanının şeref ve haysiyet mücadelesine katkı sağmayı vatan borcu bilmekteydim. O zamanda aynı şeyleri söylüyordum. Bizden olsun olmasın, yanlış yapan herkese o zaman da itiraz ediyordum. O zamanlarda eşim üniversite de okuyor başörtülü ve başörtüsü eylemleri başladı. Biz bu sürecin içerisindeyiz ve kız çocuklarımıza musallat olmuşlara tepki olsun diye kendimize baş örtüsü falan takmaya başladık. O zaman karar verdik ve asla teslim olmadık” ifadelerini kullandı.
Gaziantep Haberler Gaziantep Sağlık Son Dakika News
Gaziantep Haberler, Narkoz Haber, Gaziantep Son Dakika, Gaziantep haberleri, Gaziantep ile ilgili son haberler, Gaziantep gündem haberleri, Gaziantep son gelişmeler bu sitesi…